Altay, bir İstanbul deplasmanından daha 1 puanla dönmeyi başardı. Başakşehir’den sonra bu sefer ki rakip, Galatasaray’dı. İşi çok zordu ama bunu kolaya çevirmeyi başardı.
***
Geçen hafta Başakşehir’e karşı defansif oynayan Altay, bu sefer o taktikle oynamadı. Defansını biraz ileriye çıkardı, hücumcularını kendi yarı alanına çekti. Topun arkasında durdu. Alan daralttı, yani bir duvar ördü. Rakibine tek şans bıraktı o da defans arkasına uzun paslar.
Galatasaray’ın forvetleri, defans arkasına pas bekledi. Genellikle bu beklenti boşa çıktı. Uzun top pek fazla tercih edilmedi, garanti oynanmaya çalışıldı. Atıldığı oldu ama ya geç kalındı ya da hedefi bulmadı.
17. dakikada öne geçene kadar Altay sahada daha iyi olan taraftı. Topu ileride tutmayı başardı, pozisyonlar buldu. Golden sonra siyah beyazlılar biraz daha az atağa çıkmaya başladı, 34. dakikada kalesinde golü gördü. Burada Murat’ın yerde kalışı vardı. Faul bekledi ama olmadı. Ben teması kamera açılarının iyi olmamasından dolayı göremedim ancak Halil tarafından ufak da olsa yapılmış gibiydi. Bu düşmesine neden olabilirdi.
İkinci yarı Altay fazla ileriye gidemedi, oyunu kendi yarı alanında kabullendi. Gol yeme olasılığı yükseldi, gol atma olasılığı çok azaldı. 80. dakikada kornerden Diagne’nin kafası golü getirdi. Neyse ki imdada Berkan yetişti, kollarını açarak topun önüne atladı, penaltıya sebebiyet verdi. Bu müsabakanın 2-2 beraberlikle sonlanmasını sağladı.
***
Galatasaray tek yönlü bir takım. Defans oyuncularının hücumu iyi değil, hücum oyuncularının da defansı… Böyle olunca hep bir yerden açık veriyorlar. Duruş hatası yapıyorlar, yanlış tercihte bulunuyorlar. Bu da hem gol atmalarını engelliyor hem de kolay gol yemelerine mal oluyor. Ceza alanı içerisinde Pinares’e kimsenin müdahale edememesi buna bir örnekti.
Bu karşılaşmaya bakacak olursak, verilmeyen penaltıları vardı. Bu da skorun değişmesini sağlayabilirdi.
***
40 yaşına rağmen İbrahim Öztürk görevini layıkıyla yerine getirdi.
Cebrail çok koşan bir kişi ama bu maçta hücumda kendini pek fazla gösteremedi.
Poko bazı pozisyonlarda fiziksel olarak yenildi ve top kaybetti. Oysa genellikle üstünlük kuran kişi kendisi olurdu.
Kappel için ideal bir maçtı ama yeterince topla buluşamadı. Buluştuğu zamanlarda da Marcao durdurmayı başardı.
Muslera’nın yakın mesafeden arkadaşının bacak arasından geçen şutu kurtarışı alkışlanacak bir hareketti. Her kalecinin harcı değil.
Marcao hızlı oyuncu Kappel’in rahat oynamasına izin vermedi, durdurmayı başardı. O cüssesiyle bunu yapması beni şaşırttı. Oysa çok eleştirdiğim oyuncuların başında gelir.
https://www.haberekspres.com.tr/altay-puani-kapti-makale,10205.html