2 aya yakındır spor gündeminde Icardi’yle birlikte en çok konuşulan isim Arda Güler. Ülkemizde göremediğimiz yeteneklere sahip olması sebebiyle Gençlerbirliği’nden Fenerbahçe’ye ve buradan da dünya devi Real Madrid’e transfer oldu. Kendisi hakkında hemen hemen herkes methiyeler düzüyor. Ben de onlardan biriyim. Eleştiri de oluyor ama ufak bir detay olarak kalıyor, pek konuşuluyor. Çok eleştiri alacağımı bile bile bunu oldukça ileriye götüreceğim.
***
Öncelikle iyi şeylerden başlamak istiyorum.
Arda, teknik olarak üstün bir yeteneğe sahip. Doğuştan gelen bir şey gibi. 18 yaşında olmasına rağmen saha içerisinde çok ama çok sakin. Sorumluluk almaktan kaçınmıyor. Her topu istiyor, alıyor ve neredeyse hata yapmadan değerlendirebiliyor. Çok tecrübeli oyuncunun halı sahada amatör bile olamamış rakipleri karşısında oynarmışçasına bir rahatlık içerisinde mücadele ediyor, şaşalı paslar atıyor ve her topu ayağına aldığında taraftarları heyecanlandırıyor. Tenis milli takımında fizyoterapistlik yapmış fanatik Fenerbahçeli arkadaşım Turan Birol takımının maçlarını sadece Arda’yı seyretmek için izlediğini söylemişti.
Özellikleri bu kadar değil. 35 yaşında olgun bir oyuncu gibi oyunu çok iyi okuyabiliyor. Nereye koşacağını ve nereye pas atacağını çok iyi biliyor. Zaman zaman arkadaşlarını bile bu konuda uyarabiliyor.
***
Kendisini Alex’e ve Messi’ye benzetenler var ama ben Barcelona’nın eski yıldız orta saha oyuncuları Xavi ve Iniesta’ya daha çok benzetiyorum.
***
Tüm bu yönleri dünyanın dikkatini çekti. Fiyatının pahalı olmaması sebebiyle özellikle Barcelona ve Real Madrid atağa kalktı. Kazanan Real Madrid oldu.
Transfer olması gayet normal ama kiraya verilmeyecek olmasına şaşırdım. İşte bu noktadan sonra üstün yetenekleri dışında kötü taraflarına geçiş yapmam gerekiyor.
En başta fizik olarak oldukça zayıf. Bu da kuvvet olarak güçsüz olduğu anlamına geliyor. Teknik oyuncuların üzerine çok oynarlar. Sertlikle yıldırmaya ve durdurmaya çalışırlar. Korkuturlar. Bunlara karşı direnci hemen kırılabilir ve oyundan düşebilir.
Güçlü olmak önce beslenmekten geçer. Doğar doğmaz aldığı besinler gelecekteki durumunu belli eder. Çok fazla bisküvi ve cips yiyip kola içen kişiyle sürekli süt içip hem et hem de sebze ve meyveyle beslenen biri arasında çok fazla fark olur. Belli bir yaştan sonra sağlıklı beslenmeye başlamak da yeterince etkili olamayabilir. Arda’nın yeterince iyi beslenmemiş gibi bir hali var.
Kemik yapısı ne kadar geliştiği de çok önemli bir faktördür. Bunun yanı sıra acıya olan dayanımı ve sakatlıklarda iyileşme süresi etkin rol oynayacaktır.
İspanya’da oyun ligimize göre kat kat daha hızlı oynanıyor. Bu tempoya ulaşması için çok uzun zamana ihtiyacı olacak. Kondisyon olarak ulaşabilir ama hızlı bir kişi değil ve bunu geliştirmesi imkansız. Hız çalışmakla sadece çok çok az geliştirilebilir, yeterince olmaz. Bu da her zaman yedek kalacağı ve kolay kolay 90 dakika sahada tutulmayacağı düşüncesini getiriyor aklıma.
Unutmamak gerekir ki üst düzey maçlara yeterince çıkmadı. Deneyimi çok az. Üstelik rakipleri sevilen, sempatik biri olması sebebiyle ona karşı oldukça yumuşak davrandı, zorlamadı, rahat oynamasına izin verdi. Fenerbahçe’de 1 sene daha kalsaydı aynı şekilde davranılmazdı. Bu nedenle yeteneklerini göstermekte zorlanır, hatta sakatlıklardan kurtulamaz sonu Rıdvan Dilmen gibi olabilirdi. Bu haliyle yeni takımında da sürekli ilk 11’de oynaması aynı sonla karşı karşıya gelmesine neden olabilir.
Defansif özellikleri pek yok. Jorge Jesus’un oyun sisteminde tam saha pres vardı. Arda, bu eksikliği yüzünden genellikle yedek kulübesine mahkum kaldı. Günümüzde tek taraflı oyuncular pek tercih edilmiyor. Orta sahayı geçtik, forvetlerin bile defansa yardım etmesi isteniyor. Bu özelliği kazanması da oldukça zor. Ekstra çalışması şart. Bu da Real Madrid’te oynayabilmesi için birkaç yıla ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Kendisini geliştirememe durumu da var. Türk oyuncularda bu her zaman sorun olmuştuk. Alt yaş kategorilerde uluslararası başarı sağlanmasına rağmen amatör kümeye kadar gerileyenler de oldu.
***
Her ne kadar Arda’yla kiralanmayacağına dair anlaşma yapılmış olsa da zamanla bunu kabul ettireceklerini düşünüyorum. Sezonun 2. yarısında oynayabileceği bir kulübe gönderilebilir.
***
Özetleyecek olursam bana göre Arda Güler doğrudan Real Madrid’e gitmekle hata yaptı. Başarı merdivenleri teker teker çıkılınca kalıcı olur. Birden yükselmek birden düşüşe neden olur. Eksiklerini giderebileceği bir takıma giderek çıtayı yükseltmesi daha doğru olurdu.
Şunu da eklemek istiyorum, Arda Turan için de İspanya’ya gittiğinde aynı şeyleri düşünmüştüm, yanıldım. Bakalım genç adaşı da beni yanıltacak mı? Onu üst düzey turnuvalarda izlemek taraflı tarafsız tüm Türkiye için büyük bir zevk olacaktır.
https://www.haberekspres.com.tr/arda-guleri-bekleyen-tehlike