Bandırmaspor da lig liderine bir darbe vurmayı başardı ve deplasmandan 1-0’lık galibiyetle ayrıldı.
***
Önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi 1. Lig ilginç bir lig. Sezona kötü giren şansını kaybettiği düşünülen takımlar, birdenbire çıkış yaparak, ipi en üstte göğüslediğine çok şahit olduk. Tersi durumlar da oldukça fazlaydı. Üst üste aldığı galibiyetlerle, rakipleriyle puan farkını açan takımların, sonra birden frene basıp, Süper Lig bileti alamadıklarına da şahit olduk.
Giresunspor, üst üste 12 galibiyet ve üst üste 16 maç puan aldıktan sonra Altay’a yenildi. Ardından Ümraniyespor’a boyun eğdikten sonra, sahasında Bandırmaspor’u konuk etti. Bu karşılaşmadan da boynu bükük ayrılmak zorunda kaldı.
***
Müsabaka dengeli başladı. Topla daha çok oynayan ev sahibi takım, kaleye gitmekte zorlandı. Yan paslarla kendi yarı alanında karşılayan rakibini açmaya çalıştı ama nafileydi. Hem yavaş oynuyordu hem de doğrudan kaleye gidecek bir varyasyonu yoktu. Nadiren de olsa ceza alanı yakınlarına taşıdı ancak pozisyon bulmakta zorlandı.
Konuk takım, kaptığı toplarla atağa çıktı, az adamla savunma yapan rakipleri karşısında çok çabuk ceza alanına gitti. Zaman zaman güzel paslaştılar, baskıyı rahat aştılar, topu boş alanlara taşımayı başardılar. Gole daha yakın olan taraftı, kalecinin büyük hatası sayesinde de buldular.
Golden sonra oyun şekli biraz değişmeye başladı. Beraberlik için yüklenen Giresunspor, ceza alanına yaklaşmayı başardı, daha çok ortalarla gol aradı. Ortaların neredeyse hepsini, kaleci Gökhan rahatlıkla almayı başardı, adeta havadan nefes aldırmadı.
Son yarım saate girilirken, bir ara orta sahalar çabuk aşılmaya, her iki kalede pozisyonlar görülmeye başlandı. Yeşil beyazlı takımın gole çok yaklaştığı 4 kadar pozisyon oldu, Gökhan’ın başarılı kurtarışları, skorun değişmesini engelledi, bana göre de maçın adamı olmayı başardı. Bandırmaspor ise ileride çoğalamadı, topu çabuk kaptırdı.
***
Galatasaray alt yapısından çıkan Doğan Can’ı mercek altına aldım. Diğer maçlarını bilemiyorum çünkü pek dikkat etmemiştim. Bir kalitesi var ancak bana çok yavaş geldi. İlk dakikalarda soldan gelişen atakta, orta sahadan ileriye doğru yavaş tempoda koştu. Kale önüne yapılan ortada daha ceza alanına bile girememişti.
Havadan gelen topa ceza alanı içerisinde gelişine vurdu ama kaleye göndermesi zordu, üstten auta gitti. Kaleye doğru giden topu önce tutmalı, sonra vurmalıydı.
Sol tarafta kendini unutturduğu bir pozisyon. Rakip defans oyuncusu geride. Kendisine atılan pas öncesi koşuya başladı. Defans oyuncusu da ileriye koşunca ofsaytta kalmış oldu. Oysa orta sahadan rakip yarı alana geçmeden önce pasın atılmasını beklemeliydi. Ancak şu da var ki, başka bir pozisyonda da defans arkasına sarkmışken, gidemedi, topu saklamayı tercih etti. Çok yavaş olduğundan dolayı, ne kadar boş alan olursa olsun, işi çok zor.
***
Defans arkasına atılan topta kaleci Tolgahan ceza alanı dışına kadar çıktı. Rakibinden önce topa müdahale etti. Diziyle uzaklaştırdı ama orta sahadan koşmakta olan Rayo’nun önüne geldi. Seçeneği çok yanlıştı. Bacaklarını birleştirerek zıplayıp, topun önünde durmalı vücudunu siper etmeliydi. Hafifçe de sağındaki rakibinin tersi istikamete dönmeli, vücuduyla topu önüne düşürmeliydi. Hataya ikincisi eklendi, hemen kalesine koşması gerekirken, defans oyuncusu gibi müdahale etmeye çalıştı, kalede arkadaşının durmasını istedi. Doğan, önünde bulduğu topu güzel bir vuruşla kaleye gönderdi. Kale içerisinde kafayla çıkarmak istediler ama başaramadılar. Kaleci kalecine geçmiş olsaydı, eliyle çok rahat topu tutabilirdi.
***
Yardımcı hakem ofsayt bayrağını geç kaldırdı. VAR sistemiyle birlikte ofsayt pozisyonları atağın bitmesinden sonra kalkıyor. Sanırım sebebi buydu. Ama bu sistem sadece Süper Lig’de var. 1. Lig’de eski standartlarda devam ediyor. Hem Süper Lig hem de 1. Lig’de hakemlik yapınca, insanın şaşırmamasını beklemek hata olur.