Denizlispor için evinde oynayacağı Göztepe karşılaşması varoluş maçıydı adeta. Bir türlü istediği sonuçları alamıyor, sahadan genellikle boynu bükük ayrılıyordu. Galibiyetten başka şansı yoktu. Beraberlik bile yetmezdi.
Göztepe, son haftalarda pek iyi oynamasa da aldığı puanlarla bitti denen Play-Off şansını canlandırmayı başarmıştı. Onların da amacı sahadan mutlaka galibiyetle ayrılmaktı.
***
Oyun çok durgun başladı. İki takımın da beraberliğe razı bir havası vardı. Yavaş hareketler zaman geçirmeye yönelik bir his uyandırdı bende. Ama böyle olmaması gerekirdi. Elbette sık sık sakatlıkların yaşanması oyunu yavaşlatan bir etken olsa da topların oyuna geç sokulmasına bir mazeret üretilemezdi. 15 dakika içerisinde 3-4 kere sakatlık oldu, sağlık ekibi sahaya girdi, dakikalar eridi gitti.
Oyunun hakimi istatistiklere göre %70’e %30 topla oynama oranıyla Denizlispor’du ama buna karşın pozisyona giremediğini gördük. Göztepe ise topu rakibine bıraktı ama bol bol pozisyonlar bulmayı başardı ve bir tanesini de atıp, soyunma odasına önde girdi. Bunun yanında Obinna’nın 2 şutu direkten döndü. İstatistiği dikkate almazsak mücadelede asıl hakim tarafın sarı kırmızılılar olduğu göze çarptı.
İkinci yarı yavaş yavaş ev sahibi takım kaleye yaklaştı, az da olsa pozisyonlara girdi, değerlendiremedi. Göztepe defansta açıklar verse de kalesinde golü görmedi, 2 şutu direkten dönen Obinna bu sefer direğin yanına, kale içine isabet ettirince takımını rahatlatan golü atmış oldu.
***
Horozlar daha puan alınacak çok karşılaşma olmasına rağmen havlu atmış gibi oynadı. Direniş beklerdim, kabulleniş gördüm. İstekli oynamadılar, koşmadılar, savaşmadılar. Topa sahip oldular, kendi yarı alanlarında pas yaptılar ama ne zaman ileriye gitmek isteseler sürekli pas hatası yaptılar, basit bir şekilde kaptırdılar. Kendi kale önlerinde baskı yediklerinde aşmayı başardılar fakat yavaş oynadıkları için rakibini eksik yakalayamayıp, hemen geri dönüp yerlerini almalarına izin verdiler.
39. dakikada yedikleri ilk golde Muhammed Gönülaçar’ın büyük hatası vardı. Kendi yarı alanı ortalarında topla buluştu ve ileriye doğru hareketlendi. Pas vermesi gerekirken pas atacak kişi mi bulamadı bilemeyeceğim, rakibine iyice yaklaştı. Çalım atmak zorunda kaldı ama kaptırdı ve bu hızlı hücuma dönüştü, gol geldi. Pas verecek biri bulunamazsa geriye dönülüp, defansa ya da kaleciye topu atmak gerekir. O bölgede riske girilmemeli. Bu golden sonra Muhammed her topu ayağına aldığında ıslıklandı. İlk yarıyı bitirdi ama 2. yarıda yerini Kevin Mayi’ye bıraktı.
O Kevin Mayi 90+5’te kırmızı kart gördü. Sebebi rakibinin faul yapıp, topu hemen kendilerine vermemesi sebebiyle arkadan ittirmesiydi.
***
Göztepe’nin bol pozisyon bulması oyunun gerçek hakimi olduğunu gösterdi. Kalesinde az pozisyon verdi, neredeyse kendini sıkmadan galibiyete uzandı. Ancak 3 puan dışında bana bir kez daha Süper Lig için umut vermedi. Rakibinin kendisini pek zorlamaması nedeniyle temposunun düşük kaldığı düşünülebilir lakin kazandığı maçlarda da performansı hep düşük kalmıştı. Unutmamak gerekir ki Play-Off’ların havası farklı olur, günlük performanslar kazananı belli eder.
19 yaşındaki Tuğbey Akgün, kendisini ittiren Kevin Mayi’den öç almak istercesine saldırıya geçti. Oysa Mayi bu hareketinden dolayı kırmızı kart görmüştü ve kendisi de atılabilirdi, sarı kartla yırttı. Bu yaşta bu kadar asabi davranması, geleceği için kafalarda soru işareti doğurdu.
***
Denizlispor için kurtuluş mucizelere kaldı. Taraftar da ümitlerini tamamen yetirmiş olsa gerek, daha mücadelenin yarısı olmadan tribünleri terk edenler oldu.
Göztepe iyi oynamasa da puanları almayı başarıyor. Play-Off hattıyla puan farkını 1’e düşürdü. Hedef, umulmadık bir şekilde çok yaklaştı. Stres seviyesi de çok yükselecek ve her maça 3 puan için çıkacak. Rahat günler tamamen bitmiş durumda.
https://www.haberekspres.com.tr/denizlispor-uzgun-goztepe-mutlu-makale,11454.html