Altınordu’nun eski teknik direktörü Hüseyin Eroğlu, rekabet politikasının kulüpleri iflasa götürdüğünü söyledi. Güzel bir konuya değindi, yerinde örnekler verdi. Ben de o konuşmasından bir kaç cümlesini yazayım:
“Avrupa’nın 5 büyük ligi sürekli zararda. İki İngiliz kulübü Manchester United ve Manchester City’nin zararları son 10 yıllık periyotta 2 milyar Euro barajını geride bıraktı. Dünyanın en iyi altyapısına sahip Barcelona bile 500 milyon Euro’nun üzerinde zarar açıkladı. Futbolcuya endeksli sistem, koronavirüs gibi yayılıyor”
“Oysa madalyonun diğer tarafında Benfica, Ajax, Leipzig, Olympic Lyon, Lille, Sporting, Porto, Borussia Dortmund, Braga ve Dinamo Zagreb gibi müthiş transfer geliri elde eden kulüpler var. Bu 10 kulübün karı iki milyar Euro barajını çoktan geride bıraktı”
Kar eden kulüp sayısı yok denecek kadar az. Kar ve zarar etmeden sezonu kapatan kulüpler de var ama onlar da azınlıkta. Genellikle hep zararlı çıkılıyor.
Türkiye’ye bakacak olursak, hemen hemen her kulübümüz zararda. Borçlar her geçen gün artıyor, buna rağmen hesapsızca paralar harcamaya devam ediyor. Kasada para suyunu çekiyor, ödemeler gecikiyor, bu yüzden kulüpler cezalar alıyor fakat yine aynı yolda devam ediliyor.
***
Tüm dünyada, futbola el atılması gerekiyor. Tamamen şeffaf politikalar izlenerek her takımın yaptığı harcamalar ve kazançlar açık hale getirilmeli. Borç yapılması engellenmeli, ne kadar kar etmişse o kadarlık transfer yapılması sağlanmalı, kadrosundaki oyunculara ödenecek miktar da ona göre belirlenmeli. Örneğin geçen sezon 5 milyon euro kar edilmişse, alınacak oyunculara ödenecek tutar da o kadar olmalı. Zarar etmişse, kara geçene kadar transfer yapması engellenmeli. Bu sistem şimdi de var ama sadece ödeme sorunu çıktığı zaman ceza olarak veriliyor. Bankalardan çekilen kredilere bakılmıyor, borca ne kadar girdiği önemsenmiyor. Kredilerin de hesabın içine katılması olmazsa olmaz. Bu, futbolcuların ve diğer çalışanların aleyhine olacak belki ama kulüpler batmaktan kurtulacak ve haksız rekabetin önüne geçilmiş olacak. Bir takım borç batağını göze alarak yüksek ücrette kaliteli transferler yaparken, ayağını yorgana göre uzatan takımların önüne geçmiş oluyorlar. Doğru olanı yapanların elinden şampiyonluğu alıyorlar, adeta ödüllendirilmiş oluyorlar. Çok büyük bir haksızlık ortaya çıkıyor.
Muleka yok olup gidecek
Kongolu Jackson Muleka. Kasımpaşa’da yarım sezonda yıldızlaşan golcü futbolcu. 14 maçta attığı 12 golle tüm dikkatleri üzerine çekti ve Beşiktaş hemen kaptı. Önceden de Kasımpaşa’da Mbaye Diagne parlamıştı. Galatasaray 13 milyon euro civarı çok büyük bir meblağa satın almış, tam bir hayal kırıklığı yaşamıştı, gösterdiği performanstan dolayı. Şimdi bedava da olsa gönderecek duruma geldi.
Muleka farklı bir oyuncu olsa da aynı şeyi Beşiktaş yaşayabilir. Çünkü Kasımpaşa’ya karşı rakipleri farklı oynuyor, Beşiktaş’a karşı farklı. Yaşını daha 22 olması ve bonservisinin ucuza gelmesi pek fazla zarara sokmaz ama yedek kulübesine mahkum kalarak, kendini geliştirmesi imkansız olabilir. Böyle olunca da önce kiralık vermek zorunda kalınır, büyük ihtimalle sezon ortası Kasımpaşa kiralık geri alır, aynı performansı sergileyemez ve sonrasında ya yine kiralanır ya da bedavaya başka takıma gönderilir.
Fenerbahçe’yi bekleyen tehlike
Fenerbahçe transferde durmak bilmiyor. Sürekli birilerini getiriyor ve daha da getirecek. Durmak yok. Ama ‘kontrolsüz güç güç değildir’ sözünü göz ardı etmemek gerekir. Geçen sezon özellikle 2. yarı büyük çıkış yapan takımın çoğu değişiyor. Bunlar kaliteyi arttırmak için yapılıyor ama ters tepme olasılığı da az değil. Alınan oyuncuları takıma istenilen katkıyı veremeyebilirler. Bunun yanında kadro fazlalığı olduğundan dolayı bazıları yedek kalabilir, Avrupa’nın daha üst takımlarında oynayabilecek kalitesi olan bu oyuncular sorun çıkarabilir, takımın kimyasını bozabilir, huzursuzluk hakim olabilir. Sonrasında toparlamakta zorlanılabilir.
Sarı lacivertlilerin başında deneyimli teknik direktör Jorge Jesus’un olması büyük bir avantaj gibi görünse de Fenerbahçe’nin Avrupa’nın üst düzey takımlarından olmaması sebebiyle etkisi azalabilir.
Transfer politikasının bana göre nasıl olması gerektiğini haftaya bırakıyor, bu haftaki yazımı sonlandırıyorum.
https://www.haberekspres.com.tr/dunya-futbolu-iflasa-gidiyor-makale,10814.html