Birçok defa olduğu gibi ben yine muhalefete soyunacağım. Herkes genellikle Galatasaray’ın iyi bir kadro kurduğundan ve birkaç transfer daha yapılıp, Avrupa’da kupa peşinde koşulacağından bahsediyor. Ancak ben kadroda büyük hatalar yapıldığını düşünüyorum. Önce iyi taraflarından bahsedeyim, sonra yanlışlara deyineyim.
***
Galatasaray uçan bir takım yarattı. Sol ve sağ bekleri Angelino ile Sacha Boey. İleri geri çalışan, asistleriyle öne çıkan hatta gol atan oyuncular.
Savunmanın önünde, defansif orta sahada her yere koşan, yorulmak bilmeyen Lucas Torreira var. Emniyet supabı bir bakıma.
İleriye gelelim. Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz, Nicolo Zaniolo, Wilfried Zaha, Yunus Akgün ve Cedric Bakambu. Hepsi hızlı oyuncular. Boş alanı bulduklarında tutması zor.
Yukarıda saydıklarıma ekleyeceğim 3 isim var. Sérgio Oliveira, Dries Mertens ve Mauro Icardi. Bunların özelliği teknik olarak üst seviyede olmaları ve koşup, pres yapmaları.
Çok ama çok dinamik bir takım yaratıldı.
Buraya kadar saydıklarım güzeldi. Türkiye Ligi için şampiyonluğa oynayabilecek bir kadro. Ancak …
***
Ya Avrupa Kupaları. Orada futbol ülkemize nazaran çok daha hızlı oynanıyor. Daha çok koşuluyor, top daha çok oyunda kalıyor. İkili mücadeleler daha sert geçiyor. Türkiye’deki düşük tempodan, Avrupa’daki yüksek tempoya geçildiğinde rakibe ne kadar ayak uyduracakları muamma.
Kupa isteniyorsa sadece hücum yetmez. Daha fazla defans yapmak gerekir. Galatasaray Avrupa’da kupa kaldırdığında, yaptığı savunmayla öne çıktı. Hep birlikte hücum edildi, hep birlikte defans yapıldı. Top rakibe geçtiğinde herkes prese başladı, rakibin pas yapması engellendi, rastgele vurmak zorunda bırakıldı, rahatça meşin yuvarlak geri aldı.
Kısaca sadece ileriye koşmak, gol atmaya çalışmak değil, rakibe pres amaçlı koşup, top almaya da çalışmak önemli. Ben şu andaki kadronun geçmişteki kadronun çok gerisinde olduğunu düşünüyorum.
***
Galatasaray’da kale sağlam ellerde. Muslera zaman zaman basit pas hataları yapsa da yine de kurtarışlarıyla ön plana çıkacaktır.
***
Ne yazık ki defans için çok zıt şeyler söyleyeceğim. Son yıllarda takımlar ofansif etkinliğe çok önem vermeye başladılar. Bu sebepten orta saha oyuncuları sağ ve sol beke evrildi. Böylece bir takımda 2’şer tane sağ ve sol orta saha aynı anda ilk 11’e alındı. Defansa verecekleri katkı tamamen göz ardı edildi. Fatih Terim bunu çok yaptı. O gitti yerine gelen Okan Buruk da aynı yoldan gittiğini gösterdi.
Sol beke Altay’dan genç Kazımcan Karataş alındı. Onun asıl mevkisi orta saha. Defans oyuncusu değil, hücum oyuncusuydu. Çok koşabildiği için Naderi’nin sakatlığında yerine mecburen monte edildi, birdenbire sol bek oldu. Defansta yaptığı hataları herkes görmemezlikten geldi, hücuma verdiği destekle yıldızlaştırılmaya çalışıldı. Defansta ondan başarı kesinlikle beklenemez.
Sol beke Angelino da alındı. Videolarını izledim. Sadece golleri ve asistleri vardı. Defans videosunu bulamadım. Defansı olmayan oyuncu, defans oyuncusu değildir. Videolar savunma değil, hücum oyuncusu olduğunu gösteriyor. Zalgiris maçında rakip oyuncu onun bölgesinde topla buluşup, Abdülkerim’i geçti. Geriye koşu yaptı. Kademeye koşması gerekirken, geride kaldı. Ceza alanına giren Zalgirisli, kaleciyle karşı karşıya topa vuramadı. Vursa skor eşitlenecek, maç uzatmaya gidecekti. Sorunu, fizik olarak hazır olmamalarında görüyorlar. Bu hatalar fizikten değil akıldan dolayı yapıldı.
Sağ bekteki isim Sacha Boey. Onu da defansta göremezsiniz. Özelliği ileriye çıkıp, hücuma destek vermesi. Yani bek değil, o da orta saha oyuncusu.
Sağda oynayan diğer isim Leo Dubois. Bu takımdaki tek kanat beki de o. Başka yok. Ve onun da satılacağı haberleri çıkıyor.
***
Yazımın uzunluğundan dolayı geçen haftaki gibi bu sefer de 2 güne bölmek durumunda kaldım. Devamını yarın okuyabilirsiniz. Yine beklerim. Görüşmek üzere. Hoşça kalın.
https://www.haberekspres.com.tr/galatasarayda-kadro-yanlis-kuruldu-1