Göztepe evinde, domine ettiği karşılaşmada Tuzlaspor’u 2-0 yenmeyi başardı.
‘Domine ettiği’ sözüme aldanıp da yanlış kanıya kapılmayın. Ekstra bir oyun sergilemedi. Rakibinin kötü performansı sayesinde sahadan 3 puanla ayrılmayı başardı.
Açıklayayım.
Bir taraf Süper Ligi kovalarken diğer taraf küme düşmemeye oynuyor. Sondan 3’üncü sırada. Bu sebepten psikolojik olarak güvensizlik mutlaka var. Bunu sahada gördüğümüz oldu.
Topun arkasında durmayı tercih ettiler. Hücumlara hızlı çıkmak zorunda kaldılar. Sebeplerinden biri rakibinin defansını ileriye çıkartıp alan daraltmasıydı. Defans arkasına uzun oynamak istedi ama bunu başaramadı. Pasla çıkmaya çalıştığında çok basit hatalar yüzünden topu hemen kaptırdı.
İlk yarıyı gol yemeden kapatsa da 2. yarıda kalesinde golleri gördü. İlk defa yediği 1. golden sonra çok adamla atak yapmaya başladı. Dar alanda birkaç kere çok güzel pas yapınca neden basit olanları yapamadığı aklıma takıldı. Baskısı uzun sürmedi, karşılaşmaya denge geldi.
72. dakikada Ahmet Yazar oyuna girdi takıma biraz dinamizm getirdi. Hızıyla Göztepe defansını oldukça zorladı.
***
Göztepe, oldukça istekliydi. Yeni teknik direktörü ilk kez sahne alıyordu. Elbette herkes kendini göstermeye, ilk 11’de yer bulmaya çalışacaktı. Rakibine oranla daha çok koştu, daha çok savaştı. Bu sayede rahat oynama şansı vermedi, topu hemen kaptı.
Kendi yarı alanında bol bol pas yaptı. Ceza alanına yaklaştığında etkisiz kaldı. Çizgiye indiği oldu, içeriye atamadı. Önlerini açtıkları oldu, şut çekmediler. Taraftar bile ayağa kalkıp, şut şut diye bağırdı, nafile. Şut çektikleri oldu, neredeyse taca çıkacaktı.
Taraftarın çok eleştirdiği Yalçın Kayan golleri atan isimdi. Ancak ikisi de şans eseri önüne düşen toptan geldi. Koordineli bir ataktan atılmadı.
Teknik adam Stanimir Stoilov, ilk maçına çıktı. 4’lü defansı seven bir kişi. Yavaş yavaş bu sisteme geçileceğini söylemişti. Ama bu karşılaşmada değişikliğe gitmedi. Birdenbire geçmenin zararları büyük olabilir; tamamen haklı buluyorum kendisini.
Kolay kolay vazgeçilemeyen Atınç Nukan yedekler arasındaydı. Bir sakatlığı mı vardı, anlayamadım. Çünkü kulübedeki arkadaşları sürekli ısınırken, kendisi hep oturdu. Sonlara doğru ısınması istendi, öylelikle diğerlerine katıldı.
Mateusz Lis’den de bahsetmek gerekir. Sadece 1 hata yaptı o da oldukça acemiceydi. Ceza alanı dışına çıktı ama geç kaldı. Rakibi geçmek istedi, top önce kendisine sonra da rakibine çarptı ve kaleye doğru yöneldi. Oraya doğru koşan İsmail Köybaşı yetişmeyi başardı.
***
İlk yarı sonuna 1 dakika eklendi. Oysa sadece sakatlık 2 dakikadan fazla oyunun durmasına neden olmuştu. VAR’ın pozisyon incelediği zamanlar da oldu. Bana göre en az, taraftara göre ise 5 dakika uzatılmalıydı.
İzmir’de yağmurlu bir gündü. Maçın başlamadan hemen önce kesilmişti ama sonradan başladı. Mücadelenin sonlarına doğru oldukça şiddetlendi. Buna rağmen saha zemini neredeyse hiç etkilenmedi.