Altay’ın parlattığı ve bu sayede Galatasaray’a transfer olan 2003 doğumlu genç yetenek Kazımcan Karataş hakkında çok şey söylendi. Geçmişi hakkında bazı bilgilere ulaşan ve birçok maçını canlı izlemiş biri olarak benim de bu konuya girmem şarttı.
***
Futbola, 7 yaşlarında Karşıyaka Belediyespor alt yapısında adım attı. Ama tek başına değildi. Kaleci adayı abisi Eren’le birlikte Karşıyaka’nın Nergiz Mahallesi’ndeki küçük halı sahada antrenmanlara çıktı. İlk hocaları 4 yıl boyunca spor akademisi mezunu Cem Çelik ve Sabri Korkmaz oldu. Antrenman öncesi ve sonrası Cem Çelik’in devrim şarkılarına maruz kalmasına rağmen yılmadı, yoluna devam etti. Bu arada her zaman yanında olan, antrenmanlarını hiç kaçırmayan anne-babası, fizik olarak güçlenmesi için, abisiyle birlikte bir başka spor akademisi mezunu, branşları futbol ve atletizm olan Timur Durak’a emanet ettiler. Eski Karşıyaka Stadı koşu pistinde yaptığı idman onu bir üst seviyeye çıkmasına oldukça büyük katkı sağladı. Ailecek futbola verdikleri önem sayesinde de yolu Altay’a uzandı.
***
Karşıyaka Belediyespor’dan Karşıyaka Spor Kulübü’ne geçmek varken neden Altay’ı tercih etti? Her zaman köşe yazılarımda belirttiğim üzere, yeşil kırmızılı takım alt yapıya asla önem vermez. Genç futbolcuları izlemez, o kadar ki alt yapısına bile bakmaz. Kendini kanıtlamış oyuncuları transfer etme üzerine kurulu değişmez bir kuralı vardır. Bu sebeplerden Karşıyaka’yı çok seven gençler bile futbolcu olabilmek için başka kulüplerin altyapısını tercih ederler. Günümüzde tercih edilen takım Altınordu’dur. Yıllar önce Altay, sonrasında Bucaspor olmuştu.
***
Kazımcan, Altay altyapısında bir süre oynadıktan sonra beğenildi ve profesyonelliğe geçişi yapıldı. A Takım’a yükselmiş olsa da ilk 2 sene pek fazla forma şansı bulamadı. Geçtiğimiz sezon siyah beyazlı takım Süper Lig’de kaliteli transferler yaptı, bu da yedek kulübesinden çıkmasını engelledi. En başarılı olduğu mevki olan sol açığa Martin Rodriguez alındı. Oldukça kaliteli ve klas bir futbolcu. Ayağına çok hakim. Ondan formayı almak imkansıza yakın. Sol beke alınan kişi İranlı Mohammad Naderi oldu. Bu futbolcu lige çok iyi giriş yaptı. Sol tarafta ileri geri çalıştı, galibiyetlerde büyük rol oynadı. Fakat ligin 11. haftasında yaşadığı sakatlık yüzünden uzun süre sahalardan uzak kaldı. Bu süreçte sol bekte değişik isimler kullanıldı ama sonrasında genç oyuncu sol beke adapte edildi. Zaman zaman sol orta sahada değerlendirilse de az sayıda oldu.
Her ne kadar defansta oynasa da ileriye çıkıp, hücuma sürekli destek verdi. İyi işler yaptı. Sakin oynadı. Ayağına hakimiyeti sayesinde paslaşmalarda pek hata yapmadı. Yaşının küçük olması sayesinde, ileriki yıllar için ümit vermeyi bildi. Fakat defansif olarak göze giremedi. Duruş hataları yaptı, zaman zaman ileride yakalandı, arkasında boşluklar bıraktı. Adam adama oynayamadı, rakibine uzak kaldı.
Tüm dezavantajlarına rağmen göze girmeyi başaran 19 yaşındaki oyuncuya bir çok takım talip oldu, almayı Galatasaray başardı.
Şu andaki performansıyla, yıldız transferler yapma planları olan İstanbul ekibinde oynaması zor. Yedek kulübesinde kalması olası. Bu nedenle mutlaka bir kulübe kiraya verilik, oynaması sağlanmalı. Ama sadece oynaması yetmez. Çok iyi eğitim alması da gerekiyor. Eksik olan yönlerine ağırlık verilip özel olarak çalıştırılmalı ve var olan yeteneklerinin de geliştirmesi sağlanmalı.
İlginç transferler
Ligimizde ilginç şeyler yaşanıyor. Galatasaray’ın transferlerinin Eyüpspor tarafından yapılması şaşırtıcı bir durumken, ezeli rakibi de aşağı kalmadı. Fenerbahçeli Allahyar Sayyadmanesh İngiltere Championship ekibi Hull City’ye transfer oldu. Geçen sezonun ikinci yarısını bu takımda kiralık olarak geçirdi, 6 kez 11’de oynadı, 6 kez de sonradan oyuna girdi. 538 dakika sahada kalıp, sadece 1 gol atabildi. Maç başına puanı düşük kaldı. Bu sebepten piyasa değeri Aralık 2021’de 3 milyon euro iken, kiralık dönemi sonrası 2,5 milyon euroya geriledi. Buna rağmen, bonservisi alındı. Buna bile şaşıracakken, Fenerbahçe’ye ödenecek 4,5 milyon euro, ağızların açık kalmasına neden oldu. Hull City’nin kadro değeri 38.60 milyon euro. Karşılaştırmak için Fenerbahçe’nin de kadro değerini vereyim: 157.50 milyon €
İngiliz kulübünün sahibi Fenerbahçe sevgisiyle bilinen Acun Ilıcalı olsa da, burada kanunsuz bir durum yok. Her şey kurallar içerisinde. Ama tabii ki anlaşılacağı üzere ülke olarak kurnazlıkta üstümüze yok. Her şeye bir çare üretebiliyoruz.
***
Fenerbahçe’de bahsetmişken, sözleşmesi feshedilen Mesut Özil’den de bahsedeyim. Transfer edilirken ben kendisinden pek bir şey beklemedim. Çünkü Mesut, oynayandan çok oynatan bir oyuncu. Ona uyum sağlayan oyuncular olur çevresinde hem attırır hem de yeri gelir atar. Kaliteli futbolcuların olmadığı takımlarda anlaşması imkansız olur, performansı yarıdan fazla düşer. Kendisinden çok şey beklendiğinden dolayı da eleştirilere maruz kalır, forma şansı azalır.
https://www.haberekspres.com.tr/kazimcan-karatas-hakkinda-makale,10799.html