Müzik ile İngilizcenizi ilerletebilirsiniz. Bu video 4 kısıma ayrılmıştır:
1- Şarkının orjinal sesi
2- Sanatçının müzikten arındırılmış sesi
3- Şarkı sözünün okunuşu
4- Şarkı sözünün Türkçe anlamı
Kendinizi test edebileceğiniz İngilizce videolar. Önce videoyu izleyin, sonra kağıt ve kalemi elinize alarak İngilizce kelimeleri yazarak tekrarlayın. İyice pekiştirene kadar devam edin. Unutma olasılığına karşı da belli aralıklarla videolara dönüş yaparak, bunun önüne geçin.
NOT: İstek ve önerilerinizi aşağıdaki yorum kısmına yazabilirsiniz.
ORJİNAL KLİP: https://www.youtube.com/watch?v=To4SWGZkEPk
SÖZLERİ VE TÜRKÇE ÇEVİRİSİ:
Greedy | Açgözlü |
He said, “Are you serious? I’ve tried, but I can’t figure out | O dedi ki “Ciddi misin? Denedim ama çözemedim |
I’ve been next to you all night and still don’t know what you’re about | Bütün gece yanındaydım ve hâlâ ne yaptığını bilmiyorum |
You keep ta- (ta-ta-) talkin’, but not much comin’ out your mouth | Ko- (ko-ko-) konuşmaya devam ediyorsun ama ağzından pek bir şey çıkmıyor |
Can’t you tell that I want you?” I say, yeah | Seni istediğimi söyleyemez misin?” Evet diyorum |
I would want myself | Kendimi isterdim |
Baby, please believe me | Bebeğim lütfen inan bana |
I’ll put you through hell | Seni cehenneme sokacağım |
Just to know me, yeah, yeah | Sadece beni tanımak için, evet, evet |
So sure of yourself | Kendinden o kadar eminsin ki |
Baby, don’t get greedy | Bebeğim, açgözlü olma |
That shit won’t end well | Bu işin sonu iyi olmayacak |
Ooh, end well | Oh, sonu iyi bitti |
I see you eyein’ me down, but you’ll never know much past my name | Beni süzdüğünü görüyorum ama adımdan sonrasını asla bilemeyeceksin |
Or how I’m runnin’ this room around and that I’m still half your age | Ya da bu odayı nasıl idare ettiğimi ve hâlâ senin yarı yaşında olduğumu |
Yeah, you’re loo- (loo-loo-) lookin’ at me like I’m some sweet escape | Evet, bana tatlı bir kurtuluş gibi ba- (ba-ba-) bakıyorsun |
Obvious that you want me, but I said | Beni istediğin çok açık ama dedim ki |
I would want myself | Kendimi isterdim |
Baby, please believe me | Bebeğim lütfen inan bana |
I’ll put you through hell | Seni cehenneme sokacağım |
Just to know me, yeah, yeah | Sadece beni tanımak için, evet, evet |
So sure of yourself | Kendinden o kadar eminsin ki |
Baby, don’t get greedy | Bebeğim, açgözlü olma |
That shit won’t end well | Bu işin sonu iyi olmayacak |
Ooh, end well | Oh, sonu iyi bitti |
He said, “I’m just curious, is this for real or just an act? | O dedi ki “Sadece merak ediyorum, bu gerçek mi yoksa sadece bir oyun mu? |
Can’t tell if you love or hate me, never met someone like that | Beni seviyor musun yoksa nefret mi ediyorsun anlayamıyorum, böyle biriyle hiç tanışmadım |
Drive me so (so, so) crazy, did you know you got that effect?” | Beni çok (çok, çok) delirtiyorsun, bu etkiye sahip olduğunu biliyor muydun?” |
I said, “Lemme check”, yeah | Kontrol edeyim dedim, evet |
I would want myself | Kendimi isterdim |
Baby, please believe me | Bebeğim lütfen inan bana |
I’ll put you through hell | Seni cehenneme sokacağım |
Just to know me, yeah, yeah | Sadece beni tanımak için, evet, evet |
So sure of yourself | Kendinden o kadar eminsin ki |
Baby, don’t get greedy | Bebeğim, açgözlü olma |
That shit won’t end well | Bu işin sonu iyi olmayacak |
Ooh, end well | Oh, sonu iyi bitti |
(I would want myself) | (Kendimi isterdim) |
(I would want myself) | (Kendimi isterdim) |
I would want myself | Kendimi isterdim |
(I would want myself) | (Kendimi isterdim) |
(Uh-uh, uh-uh-uh, uh) | (Ah-ah, ah-ah-ah, ah) |