Avusturya, Hırvatistan, Danimarka, Çekya, İsviçre, Macaristan, Polonya, Galler, Belçika A Ligi’nde.
Ermenistan, İskoçya, Ukrayna, İrlanda Cumhuriyeti, İzlanda, İsrail, Arnavutluk, Rusya, Bosna-Hersek, Finlandiya, Karadağ, Romanya, İsveç, Norveç, Sırbistan, Slovenya B Ligi’nde.
Türkiye bunların da altındakii C Ligi’nde mücadele ediyor. En başta bu utanç verici bir durum. Türk futbolunun ne kadar kötü durumda olduğunu gösteriyor. Türkiye’yle aynı ligde yer alan takımları sayayım:
Faroe Adaları, Litvanya, Lüksemburg, Kosova, Yunanistan, Kuzey İrlanda, Güney Kıbrıs, Kazakistan, Slovakya, Belarus, Azerbaycan, Gürcistan, Kuzey Makedonya, Bulgaristan, Cebelitarık. Düzeyimiz işte bu.
***
Futbola harcanan paralara bakacak olursak, ülkemiz Avrupa’nın üst sıralarında yer alır, oynadığımız lige bakınca da en diplerdeyiz. Sorun çok ama çok büyük. Yıllardır hep sorunlardan bahsedilse de bir türlü çözüm bulunamıyor. Avrupa’da oynayan çok oyuncu var ancak onlar da çare olamıyorlar.
Milli takımdan önceki yıllarda çok bahsettim. Ana nokta kadroya alınan oyuncuların sadece fiziksel olarak yetenekliydiler. Ne yazık ki akıllarını kullanamamaları gibi büyük sorun vardı. Sürekli basit hatalar yüzünden, basit goller yiyerek sahadan yenilgiyle ayrıldık. Fizik kapasiteden daha çok, akla önem vermemiz gerektiği ortaya çıktı. Bir futbolcu nerede durması gerektiği, nereye koşması gerektiği, nasıl basması gerektiği gibi konuları mutlaka bilmeli.
Buraya kadar olan yazımı maçtan hemen öncesinde yazdım. Bundan sonrası Faroe Adaları karşılaşmasından sonra yazılmış olacak.
Gole kadar vahimdik
Türkiye, Faroe Adaları’nı 4-0 yendi. Küçük ülkenin amatör diyebileceğim, futbol dışında meslekleri olan oyunculardan kurulu bir takım. Bu sebepten farklı galibiyet pek anlam taşımıyor. Skor daha da yüksek olmalıydı.
Tek kale bir maç oynandı. Türkiye sürekli hücum etti. Rakip defans kendi ceza alanı önüne kadar çekildi. Kaptırılan toplarda hemen pres yapıldı ve kısa sürede tekrar geri alındı. Müsabakada görebildiğim tek güzel şey buydu. Top kapıldığında hücuma çıkmakta yavaş kalındı. Üstelik rakip ileride pres yapmaya başlayıp, geniş alanlar vermesine rağmen başarılamadı.
Ceza alanına top sokmakta, pozisyon bulmakta çok zorlanıldı. Paslaşmalar çok kötüydü. Dar alanda tamamen etkisiz kalındı. Antrenmanlarda en çok çalışılan şey dar alanda paslaşmalardır. Bunu iyi başaran oyuncular, maç esnasında bir türlü yapamadılar.
Ortalar bakmadan yapıldı. Rastgele kale önüne gönderildi, kalabalık defans bunları rahatça engelledi, tehlike yaşanmasına izin vermedi. Ta ki ilk gole kadar.
37. dakikada kaleci Nielsen’in kalesini gereksiz yere hatalı bir şekilde terk etmesi gol yemesine neden oldu. Bu golden sonra Faroe Adaları defansı biraz daha ileriye çıkmaya başladı. Fark bu sayede oluştu. Bu hata olmasa maçın berabere bitmesi içten bile değildi.
Cengiz Ünder sağda topla buluşup, kaleye paralel ilerler ve sol ayağıyla şut çeker. Böyle çok gol atmışlığı var. Bunu sürekli denedi fakat kapalı defans yüzünden bir türlü şut çekmeyi başaramadı. İkinci yarı yapabildi, golü de attı ancak bu sefer de topla buluştuğunda ofsaytta olduğu için iptal oldu.
***
Grubumuzda güçsüz takımlar var. Bunlar Türkiye’ye genellikle defansif oynayacaklar. Eğer dar alanda paslaşmayı iyi yapamazsak, ceza alanı içerisine hedef seçmeden rastgele topu göndermeye devam edersek çok zorlanacağımız aşikar.
https://www.haberekspres.com.tr/turkiyeyi-farka-ragmen-begenmedim-makale,10701.html