Altay, Süper Lig’de son haftalarını geçiriyorken, bu seferki rakibi Galatasaray’dı. Küme düşmesi matematiksel olarak garantilenmemiş olsa da oynadığı oyun ve aldığı skorlar kurtulmasının imkansıza yakın olduğunu gösteriyor.
Alsancak Mustafa Denizli Stadı’nda oynanan müsabaka genel olarak dengeli geçti. Taraflar birbirine üstünlük kuramadı, oyuna hükmedemedi. Pozisyon olarak Galatasaray daha çok net gol şansları yakaladı, bunlardan sadece bir tanesini değerlendirebildi.
2. yarı, ilk yarıya oranla sönük kaldı. Oyuncu değişiklikleri ve sakatlıklar yüzünden çok sık duraklama oldu, pozisyonlar azaldı. Uzatma dakikalarında 2 net pozisyon oldu. İki takım da gol atabilir, skor değişebilirdi, olmadı.
Oyun sistemleri yoktu. Ev sahibi siyah beyazlı takımı anlayabiliyorum, küme düşeceği için birçok oyuncusu gelecek sezon yok. Amaç onları biraz parlatıp, mümkün olduğunca yüksek fiyata satmak. Bu maç onlar için güzel bir vitrin olacaktı. Ama sarı kırmızılı takımın sistemden uzak oynaması için hiçbir sebep yoktu. Ligde hedefi kalmamış takımlar, gelecek sezonun hesaplarını yapmaya başlarlar. Ona göre kadro çıkarırlar. Genç oyunculara daha fazla şans tanırlar. Bir sistem kurup, yenip yenmemeyi önemsemeden onun üzerinde dururlar. Fenerbahçe’de İsmail Kartal bunu yaptı, takımı işleyen bir makineye dönüştürdü. Galatasaray’da Domenec Torrent hiçbir dokunuş yapamadı. Ligin başındaki takım ne ise aynen devam etti.
Konuk takımın eksilerinden biri de genç kadrosu. Sezon başında gençleşmekle, yaş ortalamasını düşürmekle övünüldü. Ama gençleşmenin başarı getirmeyeceği gerçeğiyle yüzleşildi. Gençliğin avantajı oyuncuların daha çok koşması, daha çok istekli olması, daha çevik olmasıdır. Bunların hiçbiri yoktu. En azından tam saha pres yapıp, rakibine nefes aldırmamasını beklersin, ancak sahada hepsi 30-35 yaş gibi oynuyor. Yaş ilerledikçe deneyim, tecrübe artar. Bu da yok. Böyle olunca İstanbul ekibi sıradan bir takım haline geliyor.
***
Poko her zamanki gibi çok koştu. Fakat bu sefer defansif yönünden çok ofansif yönüyle öne çıktı. 2 kere topla ilerledi, durdurulamadı. Ceza alanına girdi fakat pasları yerini bulmadı. Hem hızlı hem de fizikle engellemeye çalışsalar bile başaramadılar. Çok kuvvetli.
Rodriguez adeta şov yaptı. 3-4 klas hareketle taraftarına resital sundu. Onun için de kendini gösterebileceği daha iyi bir maç olamazdı. Fiyatını arttırmaya çalışıyor gibime geldi. Ve kaliteli bir takıma gitme isteği de vardı elbette.
65. dakikada oyuna giren Kappel de bir şeyler yapmak istedi, 1 kere 3 kişiyi geçti, sonrasında fırsat bulamadı.
Defans oyuncusu İbrahim Öztürk, son dakikalarda forvette oynadı. Ben hiç görmemiştim, ilk kez şahit oldum.
Sezon ortasında transfer edilen Pulgar’ın üstün bir tarafını göremedim. Çok sıradan bir oyuncu gibi geldi bana.
Kerem’de kalite var ama kafası ayaklarına hükmedemiyor. Yani düşünerek oynamıyor, her şeyi ayaklarına bırakıyor. Attığı golle öne çıksa da ceza alanı içerisine gönderdiği paslar çok kötüydü. Eksik yanları çok. Onları geliştiremezse sıradan bir oyuncudan öteye gidemez.
Gomis tank gibi ağırdı. Topla giderken arkasından gelip engellemeyi başardılar. Karşı karşıya pozisyonları harcadı. Kaleye düşünerek değil, tüm gücüyle şut çekti. Kalecinin üzerine gidince gol atmayı başaramadı. Sert şut ikinci planda olur, kalecinin uzağına çekmek için çaba harcanır. Onda bu yok.
***
8. dakikada Kerem, sol tarafta ceza alanı içerisinde çapraza giderek önünü açtı, sol ayağıyla şutu, direk içine çarparak ağlarla buluştu. Burada aslında Kerem dengesiz bir vuruş yaptı. Çok farklı bir şekilde auta da gidebilirdi. Kaleci Lis ise pozisyon alamadı. Kale içinde kaldı. Direk dibine giden topa atlayamadı. Kaleciler için direğe çarpma korkusu olabilir ve atlayamayabilirler. Yapması gereken hızla Kerem’e doğru koşup, açığı kapatması ne yanlardan ne de yukarıdan topun geçebileceği yer bırakmamasıydı. Bazıları eğilmesini eleştirebilir. Yerden gelen toplara atlamak için biraz eğilmek gerekir. Yukarıya vurulan toplarda bu dezavantaj, açıyı kapatarak telafi edilir.
Bu karşılaşmada buluşmalar da yaşandı. Bir zamanlar Göztepe’de takım arkadaşları Poko ile Alpaslan Öztürk devre arası tokalaştılar. Şili milli takımdan arkadaş Rodriguez ile Pulgar da maç sonu uzun süre muhabbet ettiler ve soyunma odasına oldukça samimi bir şekilde gittiler.
https://www.haberekspres.com.tr/altay-dis-geciremedi-makale,10591.html