Bodrumspor, TFF 1. Lig Play-Off Yarı Finali’nde deplasmanda 1-0 yenildiği Eyüpspor’u, 90+2 ve 90+8’de attığı gollerle elemeyi başararak adını finale yazdırdı.
***
Eyüpspor, Bodrum’a ilk maçta evinde elde ettiği 1-0’lık üstünlükle gelmişti. Bu nedenle daha çok defans yapmayı tercih etti. Bu Bodrumspor’un daha çok topla oynamasını ve daha çok gol aramasını tetikledi. Ancak gol pozisyonları bulmakta çok zorlandı. Karşı yarı alana rahat geçse de kalabalığın içine girdi.
Yeşil beyazlı takım koşmayı seven, savaşan oyunculardan kurulu. Teknik kapasiteye dayalı bir futbol hiçbir zaman oynamadı. Bu, kapalı oynayarak alan daraltan takımlar karşısında bocalamasına neden oluyor. Eyüpspor’un da alan daraltması sebebiyle bir türlü pas yapamadı, üstelik pek denemedi. Sık sık uzun toplar attı, onlar da pek işe yaramadı. Az da olsa pozisyon buldu lakin gol atabilecek hissi veremedi.
İstanbul ekibi her ne kadar kontrolü rakibine bıraksa da rahat bir oyun sergiledi. Zorlanmadı denebilir. Tabii bir eleştiri yapmam gerekiyor. Üzerine gelen takımı defans arkasına atılacak toplarla zor duruma düşürebilir ve gol bulabilirdi. Kadroda Babel ve Mustafa Pektemek vardı. Bunlar yavaş oyuncular. Örneğin Halil Akbunar gibi süratli ve driplingi seven bir kişi olsaydı, gol atma olasılığı çok yükselirdi. Dahası rakibi özel önlem almak zorunda kalır, hücumdan biraz feragat eder, defansı sağlama alırdı. 90 dakika boyunca Arda Turan 1 dakikalığına bile sahaya sürmedi, farklı isimleri tercih etti.
***
Karşılaşmanın sonlarına doğru ev sahibi takımın ümitleri hızla azalıyordu. 11 dakika uzatmada atılacak bir gol büyük bir sürpriz olurdu. Üzeyir Ergün’ün ceza alanı dışından füzesi hız rekoru kırmak istercesine kaleye yöneldi. Kaleci bile görmekte zorlanınca, ağlar sarsıldı. 30 dakikalık uzatma hesabı yapılırken kornerden gelen topa Süleyman Özdamar’ın kafası turun uzatmaya gitmeden gelmesini sağladı.
***
Müsabakada öne çıkaracağım konusu fauller oldu. İki taraf da çok fazla temaslı oynayınca devamlı faullerle oyun kesildi. Bu da temponun yükselmesini engelledi. Tempo düşüklüğü Bodrumspor’un aleyhine bir durumdu. Dikkat etmesi gerekirken, tam tersi gereksiz yere bile faul yaparak rakibe çalışmış oldular.
Fenerbahçe’nin defansı
Fenerbahçe deplasmanda Galatasaray’a 3-0 yenildi. Oyun sistemi beni çok şaşırttı. Rakibinin defans arkasına koşu yapmayı seven çok adamı var. Okan Buruk, Icardi ve Kerem Aktürkoğlu’nun yanına Barış Alper Yılmaz ile Nicola Zaniola’yı koyarak defans arkası etkinliğini arttırmıştı. Jorge Jesus’tan defansı daha geride kuran bir oyun planı yapmasını beklerken yine sisteminden ödün vermediğini gördüm. Böyle olunca Kadıköy’deki 3-0’lık karşılaşmanın kopyasını izledik. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemenin hata olduğunu bir kez daha gördük.
Sadece bir örnek vermek de yeterli olur. İlk golde Fenerbahçe’nin defans oyuncuları orta sahaya yakın bir yerde rakiplerinin dibine girerek markajla durdurmak istemişlerdi. Arkada bıraktıkları geniş alana Zaniola hareketlendi ve golü attı. Kaleye uzak noktada stoperlerin ikisinin de yakın markaj yapmamaları gerekir. En azından bir tanesi kendini geriye atıp, derinlik kazandırmalı, sarkan topu ya da oyuncuyu cepheden karşılamalı. Eğer hücum oyuncusu ile defans oyuncu sayıları aynıysa hep birlikte derinlik vermeleri daha doğru olur.
Sarı lacivertli takım bu defans anlayışından çok çekti ama bir türlü de önlem almadı. Şampiyonluğun ve Beşiktaş’ın son hafta galip gelmesi halinde 2’nciliğin kaçmasındaki en büyük etken bu oldu.
https://www.haberekspres.com.tr/bodrumspor-90-larda-turladi-makale,11554.html