Başka yerleri bilemem ama ülkemizde her sezon sonrası en çok şampiyon olan takım değil de şampiyonluğu kaçıran takım gündem oluyor. Geçen yıllarda en çok Galatasaray konuşuluyorken, şimdilerde Fenerbahçe her yönüyle sürekli tartışılıyor.
Başı çeken konu Başkan Ali Koç. Futboldaki başarısızlık hem yönetim hem de taraftar tarafından eleştirilmesine neden oluyor. Hataları neydi peki?
2 farklı konu olarak ele almak gerekiyor. Davranışları ve konuşmaları yüzünden sevilmeyen bir kişi oldu birdenbire. Örnek olarak; ‘Hakemler insandır, hata yapabilir’ dedikten sonra, istemediği durumlar ortaya çıkınca hem hakemlere hem de federasyona karşı ağır eleştirilerde bulundu. Taraftarla kavgaya varabilecek sorunlar yaşadı. Ve bunun gibi birçok şey…
Diğer ve asıl konu yapılan transferlerdi. Galatasaray yıldız oyuncular transfer ederken, Koç, kendini yeterince kanıtlayamamış, orta halli oyuncuları kadrosuna kattı. Üstelik rakibinden bile daha fazla para harcamasına rağmen ardından 2. olması başka bir vahim durumu ortaya çıkardı. Aslında ben kendisini bu konuda fazla hatalı bulmadım.
***
Ali Koç başkan seçildikten sonra transfer işlerini profesyonellere bıraktı; kah sportif direktöre, kah teknik direktöre… En son transferlerde söz sahibi olan isim Jorge Jesus’tu. Dünyaca ünlü teknik direktör kimi isterse karşı gelmek olmazdı. O istedi başkan da aldı. Bu gittiği yola asla yanlış diyemem. Bence en doğrusunu yaptı. Peki sorun kimdeydi?
***
Benim bir sözüm vardır:
Bir yerde başarısızlık varsa orada tek sorumlu olmaz. Herkes az ya da çok sorumludur.
En büyük suç bu oyunculara güvenerek transfer eden kişi Jorge Jesus’taydı. Rakipleri olan Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’u ya tanımadığında ya da küçümsediğinden, aldırdığı oyuncuların kalitesinin üst sınıf olmasına bakmadı. Avrupa’da erkenden karşılaşmalara çıkılacağından dolayı bir an evvel transferler bitirilmeye çalışıldı. Bu da büyük bir dezavantaj oldu.
Aslında topladığı puanlar hiç de az değildi. Galatasaray’ın şaşalı transferleri ve lige damga vurması yüzünden gölgede kaldı. Bu da büyük bir şansızlık oldu. Nerede o evvelsi sene ligi 13. sırada bitiren takım nerede bu sene şampiyon olan ekip. Arada ak ile kara kadar fark var. Dövizin hızla arttığı bir dönemde hiç kimse böylesine önemli oyuncuların alınacağını hesap edemezdi. Erden Timur sihirbazlık yaptı, imkansız görüneni başardı, Ali Koç’un altını oymuş oldu.
Ali Koç’u da suçluyorum elbette. Yıllardır aynı şeyi yapıyor ve aynı şekilde başarısız oluyor. Bazı durumlarda transfer edilen kişilere müdahale etmesi gerekirdi. Özellikle tanınmamış oyuncular transfer edilirken ince eleyip sık dokumalıydı. Kadronun şişirilmesine karşı çıkıp, 2 oyuncunun parasıyla çok daha kaliteli bir futbolcu alınması sağlanmalıydı. Elbette 3 kulvarda olunacaksa geniş kadroya ihtiyaç var. Örneğin forvette 5 oyuncu yerine 3 oyuncu ile idare edilebilir, bunlardan biri de üst düzey golcü olabilirdi.
Ben demiştim
İnsanlar genellikle ‘ben demiştim’ demeyi sevmediklerini söylerler ama söylemeden de yapamazlar. Ancak ben demeyi de severim ve de severek derim. Bu başlığı da bu nedenle attım.
Fenerbahçe’nin başarısız olma ihtimalinden ligler başlamadan temmuz ve ağustos aylarında 2 farklı yazımda ve Youtube videomda bahsetmiştim.
***
19 TEMMUZ 2022
https://www.haberekspres.com.tr/dunya-futbolu-iflasa-gidiyor
Verdiğim linkten yazıma ulaşılabilir.
Özetle yazdıklarımı burada alıntılayım.
Geçen sezon özellikle 2. yarı büyük çıkış yapan takımın çoğu değişiyor. Bunlar kaliteyi arttırmak için yapılıyor ama ters tepme olasılığı da az değil. Alınan oyuncular takıma istenilen katkıyı veremeyebilirler.
***
2 AĞUSTOS 2022
https://www.haberekspres.com.tr/fenerbahceye-degil-jesusa-guveniliyor
Geçmiş yıllarda yapılan transferlerle karşılaştırılacak olursak (örneğin Roberto Carlos gibi), bu futbolcular pek tanınmış, öne çıkmayı başarmış kişiler değiller. Ne yapacakları tamamen muamma.
Kendini zamanında fazlasıyla kanıtladığı için Teknik Direktör Jorge Jesus’u eleştiren pek yok gibi. Ben de ‘sanırım bir bildiği var ki, yeni bir takım kuruyor’ diyorum kendi kendime ve eleştirmekten kaçınıyorum. Eğer başka biri olsaydı, Dinamo Kiev hezimetinden sonra koltuğu sallanmaya başlardı. Çünkü herkes aynı şeyi düşünüyordu: ‘Başarılı olmuş bir takım dağıtılmaz, yapılacak birkaç takviyeyle aynı şekilde devam edilir.’
Bir taraftan da aklıma ‘Başarısız olabilir mi acaba?’ düşüncesi geliyor. Yapılan transferler bana pek güven vermiyor. Sanki plan yapılmadan yol alınıyor gibi bir hava var. Aynı bölgeye fazlaca adam alınırken, eksik görülen yerler için çalışma yapıldığını duymuyoruz. Sadece alınacak deniyor, o kadar. 2-3 oyuncu alınıp kadro şişirileceğine, biraz daha fazla para verilip, kendini kanıtlamış 1 oyuncu alınması benim için daha doğru olurdu.
… yüksek bonservis ücretleriyle futbolcu satan Fenerbahçe’nin kazandığı parayı havaya savurmuş olacak.