Altay, sahasında konuk ettiği Bodrumspor karşısında 2-0 galip gelerek, ligdeki ilk galibiyetini almış oldu.
İzmir’deki karşılaşmadan önce herkes için favori, konuk takımdı. Ama her zaman dediğim bir şey var o da ‘bu ligde kimin kimi yeneceği hiç belli olmaz’dır. Neden bu sözü söylüyorum peki? Açıklayayım:
Türkiye’de futbol oynanmıyor. Özellikle 1. Lig’de teknik kapasiteli oyuncular az. Olanların da birçok eksik tarafları var. Bunlar fizik kapasitesi, defansa yardım, koşu, hız… Başka şeyler de eklenebilir. Bunun dışında sahaların zeminlerinin kötü oluşu da top kontrolünü ve pas atmayı zorlaştırdığı için verimliliklerinin azalmasına neden oluyor. Bu sebeplerden dolayı takımlar topla oynamayı bırakıp, fiziksel gücü ön plana çıkarıyor takımlar. Defans yapıp, hızlı ataklarla gol atmaya yöneliyor.
***
Mustafa Denizli Stadı’nda işte böyle fiziğe dayalı oyun benimsemiş 2 takım vardı. Bodrumspor bu yönüyle ligin zirvesine çıkmıştı. Altay için ise transfer yasaklısı olması ve bazı eksikliklerinin bulunması nedeniyle savaşmaktan başka çaresi yoktu.
İkili mücadelelerin çok yaşandığı, oynatmama üzerine kurulu bir mücadele izledik. Bu çok iyi başarılınca futbol değil, dövüş sporlarına dönüştü adeta. Oyun sürekli sıkıştı, top boşluğa kolay kolay taşınamadı, futbolcular birbirlerine girdi, hakem de sürekli faul düdüğü çalmak zorunda kaldı. Öyle ki Paixao gibi ceza alanı golcüsü bile 37 yaşına rağmen savaşa katılan isimler arasında yer aldı.
Pas yapıldı yapılmasına lakin sadece defans oyuncuları arasında. İleriye çıkıldığında rakip defansın kalabalık oluşu nedeniyle toplar çok çabuk kaybedildi. Koordineli bir atak neredeyse hiç yapılamadı. Bu da pozisyon azlığına neden oldu.
***
İlk yarı Altay biraz daha etkili gibiydi. İkinci yarı geride olan Bodrumspor, beraberlik golünü bulmak için dizginleri eline almaya çalıştı, alır gibi göründü, verimli kullanamadı.
***
Ev sahibi takım defans arkasına atılan toplarda çok açık veriyordu. Her hafta bu zafiyetini azaltmaya başlamıştı. Bu karşılaşmada neredeyse hiç sorun yaşamadı diyebilirim. Defansı kalabalık tuttu. Hücum anlamında ileride çoğalamadı. Daha çok hızlı ataklara yöneldiğinden az adamla ileriye çıkabildi, gol arayışları rakip defans arasında eridi.
Konuk takım en kötü maçını oynadı diyebilirim. Acemice top kayıpları yaptı. Rakibinin zafiyeti defans arkasına atılan toplardı ama hiç yapamadı. Yapabilseydi bile yeterince hızlı oyuncusu yok. Yeterince teknik oyuncusu da yok. Lige hızlı giriş yaptı ancak kadrosunda bu eksiklikler yüzünden Süper Lig’e çıkma olasılığını düşük buluyorum. Savaşarak kazanır fakat diğer takımlar da savaşmayı yavaş yavaş öğrenecekler elbet ve bu silahı pek işe yaramamaya başlayacak. Şampiyonluk için daha atik oyunculara ihtiyacı var.
***
İlk net pozisyonu Jahovic yakaladı. Karşı karşıya şutunu çekti, açıyı kapatan kaleci Ozan’ın suratına geldi ve kalkamadı. Bundan sonra kendine gelmekte zorlandı. Dakika 33 idi ve ilk yarıyı tamamlamayı bir şekilde başarıp, 2. yarı yerini Eren’e bıraktı.
İkinci net pozisyona Paixao girdi, güzel bir vuruşla 40. dakikada takımını öne geçirdi.
74. dakikada pozisyon yokken Cenk’in kafa vuruşu kendi kalesine yöneldi. Kaleci de o topa müdahale etmek için çıktığından gol yemesi kaçınılmaz oldu.
Az da olsa başka pozisyonlar oldu ancak çok da net diyebileceğim kategoriye girmiyordu.
***
Kale arkası tribününün önünde ağ yok. Özellikle futbolcular ısınırken çekilen şutlar tribüne gidiyor. Orada birine isabet ederse, tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.
Celal, topla oynayan arkası dönük oyuncuya koşup, çarptı. Sakatlandılar. Ceyhun ensesini tutarak kenara yürüdü. Yerde yatan Celal’e sağlık ekibi müdahale ediyordu. Zeki kendi sağlık ekibini çağırdı. Ne yapacaklarını şaşırdılar. Ceyhun’u geçip, yerde yatan oyuncuya koştular. Uyarıyla dönüp, kendi oyuncusuna müdahale ettiler. Saha kenarında tampon yapıp, başına file geçirdiler.
Altay ve Bodrumspor taraftarı hep birlikte İzmir Marşı’nı söyledi.
https://www.haberekspres.com.tr/futbolu-az-savasi-cok-mac-makale,10965.html