Kendinizi test edebileceğiniz İngilizce videolar. Önce videoyu izleyin, sonra kağıt ve kalemi elinize alarak İngilizce kelimeleri yazarak tekrarlayın. İyice pekiştirene kadar devam edin. Unutma olasılığına karşı da belli aralıklarla videolara dönüş yaparak, bunun önüne geçin.
NOT: İstek ve önerilerinizi aşağıdaki yorum kısmına yazabilirsiniz.
Giving Presents | Hediye Verme |
A team of English archaeologists working in the Andes some years ago presented their hosts with fifty strings of orange plastic beads. | Birkaç yıl önce And Dağları’nda çalışan bir grup İngiliz arkeolog, ev sahiplerine (yerlilere) elli dizi turuncu renkli plastik boncuk sundular. |
The Indians were friendly and helpful. | Yerliler içten ve yardımseverdiler. |
The archaeologists wanted to show their appreciation. | Arkeologlar memnuniyetlerini göstermek istemişlerdi. |
The Indians were delighted. | Yerliler çok sevindiler. |
They immediately provided wives and arranged marriage ceremonies for every member of the team. | Hemen ekibin her üyesi için bir eş bularak, düğün törenleri düzenlediler. |
In that society, visitors give presents when they want to marry into the tribe. | O toplumda, ziyaretçiler, kabileden biriyle evlenmek istediklerinde armağan verirler. |
The conventions in Britain are less exciting. | Britanya’da görenekler daha az heyecan vericidir. |
Traditionally English people give presents to their friends and relatives at Christmas, on their birthdays and when they get married. | Geleneksel olarak İngilizler Noel’de, yaş günlerinde ve evlendikleri zaman dostlarına ve akrabalarına armağan verirler. |
Nowadays it is also common to take wine, flowers or chocolates when you are invited to someone’s house. | Günümüzde de birinin evine davet edilince şarap, çiçek ya da çikolata götürülmesi âdettendir. |
But it is not necessary or expected. | Ama bu, zorunlu ya da beklenen bir şey değildir. |
And you will not get a wife in return! | Karşılık olarak da, bir eş almazsınız! |
The United Kingdom | Birleşik Krallık |
The United Kingdom consists of England, Scotland, Wales and Northern Ireland. | Birleşik Krallık İngiltere, İskoçya, Galler Ülkesi ve Kuzey İrlanda’dan oluşur. |
The capitals are London, Edinburgh, Cardiff and Belfast. | Başkentler Londra, Edinburgh, Cardiff ve Belfast’tır. |
The population is 47 million (England), 6 million (Scotland), 3 million (Wales) and 2 million (Northern Ireland). | Nüfus, 56 milyon (İngiltere), 6 milyon (İskoçya), 3 milyon (Galler Ülkesi) ve 2 milyondur (Kuzey İrlanda). |
The official language is English. | Resmi dil İngilizcedir. |
In Wales Welsh is also an official language. | Galler ülkesinde Galce de resmi dildir. |
In parts of Scotland and Ireland people also speak Gaelic. | Ayrıca İskoçya’nın ve İrlanda’nın bazı bölümlerinde insanlar Gaelce konuşurlar. |
Gaelic and Welsh are older than English. | Gaelce ve Galce İngilizceden daha eskidir. |
Southern Ireland, or Eire, left the United Kingdom in 1922. | Güney İrlanda ya da Eire, Birleşik Krallık’tan 1922’de ayrılmıştır. |