Göztepe, baştan aşağı yenilenmiş ve 3 maçta 2 galibiyet almış Gençlerbirliği karşısında Ankara’da sahaya çıktı. Ev sahibi için düşme hattından kurtulma, konuk takım için play-off hattına yaklaşma mücadelesi olacaktı.
***
Müsabakaya iyi başlayan taraf Gençlerbirliği’ydi. Bir an evvel golü atıp, öne geçmek istiyordu. 26. dakikada bunu başardı. O ana kadar pek fazla pozisyon izleyememişken, artış gözlendi.
İkinci yarı etkili olan taraf Göztepe’ydi. Beraberlik için yüklendi. Özellikle son dakikalarda baskısını iyice arttırdı. Aslında pek iyi şeyler yazmayı düşünmüyordum ama vitesi oldukça yükseltmesi, pozisyonlar bulup beraberliğe çok yaklaşması, düşünmeme neden oldu. Böylesine hızlı oynayabilme kabiliyeti varken, maçlarda genellikle düşük tempoda oynaması taraftara bile işkence gibi geliyordu.
Kaleciler başarılı kurtarışlarla öne çıktı. En çok da Nurullah Arslan aslan payını almayı hak etti. Takımına 3 puan kazandıran kişiydi desem yanlış olmaz.
***
Golden detaylı bahsetmeden geçemeyeceğim. Atılışından daha çok yenilişi dikkatimi çekti. Öncelikle sol tarafa atılan pasta Göztepe defansı çizgi halindeyken Tarık Çamdal arkaya sarkmıştı. Ofsaytı bozan isim oldu.
Ofsayta yakalanmayan Mohammed ceza alanının sol tarafında topla buluştu. Karşısında 2 Göztepeli vardı. Kendi kalesine doğru ilerleyerek önünü açmak istedi. Bunu yaparken 2 Göztepeli daha baskıya koştu. Penaltı noktası civarında Mete Demir bomboş durumdaydı. Onu iyi gördü pasını attı ve akıllıca vuruşla gol geldi. 4 kişinin 1 kişiye gitmesi, boşta rakip oyuncular bırakması hata denip geçilemeyecek kadar önemli bir konu. Futbolda 1 kişi topla oynar, diğer geri kalan 21 kişi de topsuz oyundadır. Bu topla oynamak kadar önemlidir. Nerede duracağını ve nereye koşacağını bilmek zorundasın. Hiçbir sarı kırmızılı oyuncu nerede duracağını ve nereye koşacağını bilemedi. Mohammed’e 2 kişi önlem alması normal. Biri basar, çalım yeme olasılığı olduğundan diğer kişi de kademede bekler. Başka kişilerin gelmesine, gerek yoktur. Onların yapması gereken şey pas bağlantısını koparmaktır. Buradaki hatayı herkese kessem de en başa Tuğbey Akgün’ü aldım. O en son baskıya giden isimdi ve koşusunu yakınında olan Mete’ye doğru yapması gerekirdi. Yapsa o pas oraya değil de çok gerilere, tehlike alanının dışına yapılırdı.
***
32. dakikada Atınç serbest vuruş kullandı. Rakip yeterince açılmamıştı. Hakem Alpaslan Şen oyunu durdurmadı. Bu Gençlerbirliği atağına dönüştü. Gol olabilirdi. Bu tür vuruşlarda hakemin öncelikli görevi topun yerini ve sonrasında rakip oyuncuların mesafesini ayarlamaktır. Diyelim ki dikkati başka bir yere kaydı. Sahanın bir başka bölgesinde olay olabilir bu. O zaman atışı kullanacak oyuncuya beklemesini söyler, sorun yoksa başlatması için izin verir.
63. dakikada Gençlerbirliğili oyuncu defans arkasına sarktı. Oyun devam etti. Atınç hem koştu hem de yardımcı hakeme bakarak elini kaldırdı. Ofsayt vermesini istedi. Hala yeni kurallara alışabilmiş değil. Gol olsa, hakem ofsaytı görmese bile VAR’dan zaten dönecektir. Atınç oyuna kendini vermesi, yardımcı hakemle oynayarak dikkatini dağıtmaması gerekirdi.
https://www.haberekspres.com.tr/goztepe-puana-ulasamadi-makale,11350.html