Önceki yazılarımda Fenerbahçe’nin başarısız olup olmadığını değerlendirdiğimde bu konudan bahsetmiştim. Kısaca hatırlatacak olursam, erkenden Avrupa Kupası maçlarına çıkacak olması dolayısıyla aceleyle oyuncular alındı. Bunlar orta düzey futbolculardı. Galatasaray sonuna kadar bekledi ve fırsat transferlerini kovalayarak yıldız oyuncuları kadrosuna kattı. Bu da iki takım arasında kalite farkının çok olmasını doğurdu.
Bahsetmediğim şeylere geçeyim. Dünyaca ünlü teknik adam burnundan kıl aldırmayan biri. Asla taviz vermiyor. İşine karışılmasına hiç dayanamıyor ve herkesin tersine işler yapıyor. Kendini kanıtlamış biri olunca bunları yapması gayet normal.
Özellikle taraftarın Arda Güler’i oynatmamasını eleştirmesi Jesus üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Yaptığı işten tamamen soğudu. Bunu Dünya Şampiyonası zamanında çıkan haberlerden anlamak mümkün. Başka takımlarla anlaştığı ve oraya gideceği söylendi. Bu söylentiler sonrası Fenerbahçe’yi tamamen boşladı.
Şampiyonadan sonra başlayan ligde puan kayıpları arka arkaya geldi. Oynattığı sistemin açıklarının bulunmasına rağmen sistemden asla geri adım atmadı. Bu özellikle son maçı olan Galatasaray derbisinde ortaya çıktı. Ruhsuz bir takım sahadaydı. Rakibinin ilk maçta açıklarının üzerine gidip, 3-0 kazanmasına aldırmadan, aynı şekilde sahaya çıktı ve yine aynı skorla yenildi.
Özetleyecek olursam Jorge Jesus Dünya Şampiyonası sonrası takımı tamamen boşladı, rakibini değerlendirmek gibi şeylerle uğraşmadı, antrenman yaptırıp, hep aynı şekilde mücadele ettirdi. Türkiye Kupası finalinde bile her şey aynıydı. Başakşehir’in tanınmayacak kadar kötü oynaması sayesinde kupayı aldı. Sarı lacivertli takımdan ayrılmaya daha kasım ayında karar vermişti.
https://www.haberekspres.com.tr/edin-dzeko-basarili-olabilir-mi