Türkiye’nin iki köklü takımı Karşıyaka ve Eskişehirspor. Bir zamanlar şu andaki Süper Lig’de karşı karşıya geliyorlarken, şimdilerde 3. Lig’de mücadele ediyorlar. Karşıyaka transfer yasağını sezon başlamadan, Eskişehirspor ise sezon ortasında kaldırabildi. Böyle olunca biri üst lige çıkma, diğeri küme düşmeme mücadelesi veriyor bugünlerde.
Bu iki takım İzmir’de karşı karşıya geldi. Cumartesi olması ev sahibi takım taraftarının sayısını düşürmüşken, konuk takım seyircisi kendilerine ayrılan yeri tamamen doldurmuştu. Es Eslerin hemen hemen hepsi siyah giyinmiş, bir bütün olmuştu.
***
Müsabakaya Kaf Kaf tutuk başladı, Es Es bundan faydalanıp başa baş oynamayı başardı. Ama bu sadece 8 dakika kadar sürdü. Oyun tamamen yeşil kırmızılı takımın kontrolüne girdi, tek kale maça döndü. Bastırdı bastırdı, pozisyon buldu, son vuruşlardaki yetersizlik gol atmasına mani oldu. Siyah kırmızılılar hem defansta yeterince sağlam duramadılar hem de ileriye çıkmakta başarılı olamadılar.
İlk yarı golsüz sona erdi. 2. yarının 57. dakikasında beklenmedik bir şey oldu. Rakip yarı alanına bile geçmekte zorlanan konuk takım penaltı kazandı. 59’da kullanılan atışı Tolga ağlarla buluşturdu. Karşıyaka kaçırdıklarıyla saç baş yoldurmuşken, soldan yapılan ortaya Emre Gemici’nin 76. dakikada vole röveşata karışımı vuruşu skora dengeyi getirdi. Galibiyet için yüklense de topu kale çizgisinden geçirmeyi başaramayınca müsabaka 1-1 beraberlikle sona erdi.
***
Kim nasıl oynadı sorunun bir kısmını yukarıda yazdım. Biraz açayım. İki takım da hedeflerine ulaşabilecek görüntüsü vermediler. Konuk takımla başlayayım.
Eskişehirspor sezon ortası transfer tahtasını açınca yeni oyuncular kadrosuna kattı. Ligin dibine demir atmışken son haftalarda aldığı puanlarla üstündeki takımlara yetişmeye başladı ve bir basamak yukarıya çıkma başarısı gösterdi. Ancak bu sınavında sevinebileceği tek şey aldığı 1 puan oldu. Oynadığı futbol oldukça kötüydü. Küme düşmemeye oynayan bazı takımlar Karşıyaka’ya karşı kazanabilecekleri mücadeleler vermişlerdi. Bunun yakınına bile gelemedi. Ne ceza alanına yaklaşabildi ne de kalesinde tehlike yaşatmamayı başarabildi. Alınan puan bir bakıma rakibinin hediyesi oldu. Paslaşmaları inanılmaz derecede kötüydü. Çok basit top kayıplarını getirdi bu. Örneğin hızlı hücum yaparken Yunus Emre Alagöz topu iyi sürdü. Defans arkasına pas atıp, arkadaşını kaleciyle karşı karşıya bırakabilecekken, atmadı. Defansın üzerine gitti, sıkışınca atmak istedi, atamadı ve kaptırdı. Nadir gelişen atakta ceza alanı hemen önünde 2 oyuncu birden aynı topa vurmak istedi, birbirlerini engelledi ve top kaptırıldı.
Karşıyaka’da önceleri en büyük sorun orta sahanın olmayışıydı. Defansla hücum arasında kopukluk vardı. Bunu yaptığı transferlerle sezon ortasında aşmayı başardı. Ama bugün başka bir sorunla yüzleşti. Kaleye kadar iyi geliyor fakat son vuruşları bir türlü yapamıyor. Yakın mesafeden ya rakibin ve kalecinin üzerine ya da auta vuruyor. Vurulması gereken yerde vurmayıp pas atıyor, pas atılması gereken yerde şut çekiyor. 2 kere sıfırdan yani aut çizgisinden kaleye şut çektiler, kaleci Kayacan Erdoğan elbette oradan golü yemedi. Hayatında halı saha dışında futbol oynamamış biri olsa bile en az 1 gol atardı. Emre Gemici dışında gol atacağına güvenilecek başka bir isim yok. Bu sorunun üzerine antrenmanlarda çok düşülmesi gerekir yoksa liderlik gibi play-offa kalmak bile hayal olur.
11 kere ofsaytta kaldılar. Bunların çoğunda Emre Gemici yakalandı. Hem Emre kendini iyi ayarlayamıyor hem de zamanında pas atılmıyor.
Ali Say gibi geldiğinde takıma canlılık katan bir oyuncunun yedek kalıp, sonlara oyuna sokulmasını anlayamadım. Geçen haftaki maçta kadroda bile yoktu. Geçmişte Karşıyaka’da oynarken kadro dışı kaldığı olmuştu, ceza olarak. Acaba yine benzer sorunlar mı yaşandı?
***
Kazanılan penaltı bana pek doğru karar gibi gelmedi. Melih Bostan’ın düşüşü normal değil. Darbe alan oyuncu iki ayağını birden yere sürüyerek düşmez. Ben uzaktım, hakem yakın. Buna rağmen yine de penaltı ola ihtimalini uzak görüyorum. Kaleci Yusuf Balcıoğlu’nu da eleştirmek gerekiyor. Bu tür pozisyonlarda topa hamle yapılır ama atlanmaz, ayakta kalınır. Atak yapan hamleyi görünce daha önceden topa dokunmak ister ve ayağını çok uzatır, 2. kez vuruş şansını kaçırır ve top auta çıkar. Yetişse de aut çizgisine inmiş olur ve buradan gol atamaz.
Tekirdağ bölgesi hakemi Levent Buğra Vartemel’in özellikle faul kararları çok tartışıldı. Bana da sanki bazen gereksiz yere düdük çaldı gibi geldi.
https://www.haberekspres.com.tr/karsiyaka-da-yeni-sorun-gol-atamamak-makale,11427.html