Galatasaray, sahasında konuk ettiği Çaykur Rizespor’a 4-3 yenildi. Teknik Direktör Fatih Terim, oynattığı 4-4-2 sistemiyle eleştiri aldı, ben de bu maçı yorumlama gereği duydum çünkü onlara pek katılmamıştım.
Bir hafta önce İstanbul ekibi aynı sistemi Kayserispor’a uygulamış, 3-0 yenmişti. Fatih Hoca rakibinin kapanacağını düşünüp, ofansif oynamayı tercih etmiş ve sahadan galibiyetle ayrılmıştı. Bu sefer rakip Rizespor’du ve onların da kesinlikle kapalı futbol oynamayı tercih edeceğini düşünmüştü. Kadroyu bozmak istemedi. Sadece kart cezalısı Taylan’nın yerine Etobo’yu ilk 11’e aldı.
Fakat günler öncesinde Rizespor teknik direktörü Bülent Uygun da rakibinin ne yapacağını anlamış, intihar gibi görünse de herkesi şaşırtacak bir plan hazırlamıştı. Hücum… Planı oyun olarak tam olmasa da skor olarak tam tuttu.
Galatasaray hücum olarak çok iyi ama defans olarak da çok kötü bir takım. Ona karşı açık oynayan kalesinde çok açık verir ama çok da pozisyon bulur. Muslera maçın yıldızı olur, sahadan boynu bükük ayrılınır.
Bülent Hoca her şeye rağmen bu yöntemi uygun gördü, buna hiç hazır olmayan rakibini faka bastı. Ellerini ayağına dolaştırdı dersek yeridir. Daha ilk dakikalardı. Rahatlığa çok alışmış takım taç kullandı, defansa doğru, kalenin cephesine. Buraya asla kullanılmaz ama dedim ya önceki maçlarda defansa çekilen rakiplerin verdiği rahatlık. Yine rahatlığa alışmış Luyindama topa hareketlendi sonra birden durdu, hafif havadan gelen topun ayağına inmesini bekledi. Antrenmanda bile bu kadar gevşek olunmaz. Çok uzaklardan gelen Samudio azimle bastı aldı, çok güzel gol attı. Futbolcu topu genellikle en kısa zamanda kontrolüne almalıdır, ayağına beklememelidir. Luyindama hareketini kesmeyecek, top yüksekte de olsa göğsüyle ya da kafasıyla, baskıya koşan Samudio’nun arkasına doğru bırakıp, boşluğa taşıyacaktı. Geçtiğimiz ve bir önceki yılın ocak aylarında Galatasaray defansını eleştiren bir yazı yazmıştım. Luyindama’nın bomba olduğunu herkes biliyor. Güçlü kuvvetli ama bu yeterli değil. İlk olması gereken özellik pozisyon almasını bilmek, sezgisi kuvvetli olmak ve hatasız oynamak. Üçü de bu futbolcuda yok.
Bu golde kaleci Muslera’nın hiçbir suçu yoktu. Bazı yorumcular zıplayabilir dediler ama beklenmedik bir vuruş yapıldı ve üzerinden aşırtıldı. Burada genellikle kaleciyi çalımlamak istenir. Muslera da yerden gelecek topa göre pozisyon aldı, beklenmedik bir anda aşırtma vuruldu. Zıplaması için toparlanması gerekirdi ki, biraz zaman alırdı, iş işten çoktan geçerdi.
Yenen 2. golde eleştirilen Marcao’yu ben pek suçlamıyorum. Emre Kılınç orta sahanın taç çizgisi yakınlarından önünde kendi adamı varken geri pası atması çok yanlıştı. Sıkışmışsa kendi kalene doğru topu sürmeli, ya önünü tamamen açıp kaleciye geri pası atmalı ya da arkadaşlarının yardımını beklemeliydi. Marcao pas almaya giderken atılan sert top üzerine gelince tutmaya çalıştı, kaleciye asist oldu.
3. golde Yedlin, uzanamayacağı, kurtaramayacağı topa hamle yaptı. Burada faule de neden olabilirdi. Bu olmadı, top eline çarptı ve penaltıya sebebiyet verdi. Yine defans hatasına kurban gitti.
Yedlin’in 2. sarı karttan atıldığı pozisyonda ben hemen hemen tüm yorumcularla farklı fikirdeyim. Bir kişiyle yanyana koştuğunuzu düşünün. Yanınızdaki kişi ayağını açıp, sizin önünüze koyuyor. Siz de o ayağa takılıp, beraberce yere yığılıyorsunuz. Burada suçlu olan siz misiniz? Michalak sürdüğü topu korumak için ayağını bilerek Yedlin’in önüne koydu, bu sebeple çelme takmış oldu. Hiçbir kötü amacı olamayan, sadece kendi çizgisinde koşan, hamle dahi yapmayan biri lehine faul verilmesi gerekirken, tersi yönde karar verildi, üstelik 2. sarı kartı gösterip, oyun dışına attı hakem. Bu kuralsa eğer, yetkililer mutlaka gözden geçirmeli, değiştirmeli. Ben bu kurala karşıyım.
Bana sakın anlatmayın inanmıyorum
Bu ezbere bu demode cümlelere
Beni ikna edemiyor hiçbir cevap
Hiç aldırmıyorum bu gülmelere
Amatörde bile yenmeyecek 3 gol, gereksiz bir kartla eksik kalmak… Galatasaray’ın mağlup olması, 4-4-2 siteminden değil, yapılan hatalardan ve Rizespor’un cesaretli oyunundan kaynaklandı. Ama tabii ki böyle defans oyuncularına sahip olan bir takımın oyun sistemi, daha defansif olmalı.
https://www.haberekspres.com.tr/karsiyim-herkese-karsiyim-var-mi-makale,9508.html