Göztepe’ye bir haller oluyor. Bir bakıyorsun üst üste yenilmiyor, bir bakıyorsun üst üste galip gelemiyor. Bir bakıyorsun azimle iştahla oynuyor, bir bakıyorsun sahada sürünüyor. Evinde konuk ettiği Sivasspor karşısında da adeta bozguna uğradı, 5-3’lük mağlubiyet aldı.
***
Geçen hafta 3-0 yenildiği Ankaragücü karşısında maça sakatlıklarla başladı, 5 dakika öyle geçti. Sonrasında rakibi kabus gibi çöktü üzerine, pozisyonlar bulup, kalesini göstertmedi. Sosyal medyada da kalecilerinin resmini paylaşıp, ‘sahada göremeyenler için paylaşalım istedik’ deyip, olayın vahametini gözler önüne serdi.
Aynı senaryo burada da başladı. Maçın hemen başında sakatlanan Göztepeli oyuncular, 5 dakika oyunu neredeyse durdurdular. Sonrasında pas yapıp kaybettiler, kalelerinde gol gördüler. Yine pas, yine gol derken skor 4-0’a geldi ve ilk yarı bu skorla bitti. Ceza alanına topla giremediler Kaleye sadece Soner’in duran topta şutu var, kaleci çelmeyi başardı, ilk 45 dakikada başka bir şey yok.
2. yarı oyuncu değişikleriyle farklı bir hava esmeye başladı. Jahovic, Zulj ve Halil’in yerine Titi, Diabate ve Tripic girdi. Bu sefer pozisyonlara girilmeye başlandı fakat yine kalelerinde golü gördüler.
5-0’a rağmen oyunu bırakmamaları, günün tek iyi şeyiydi. Bu sayede 3 gol atmayı başardılar. Öyle bir maç oldu ki, beraberliği sağlayabilir hatta öne bile geçebilirdi çünkü Sivasspor oyundan iyice düşmüştü, 5 fark olunca maçı kazandıklarını düşünmüşlerdi sanki. Pozisyon bulundu değerlendirilemedi, müsabaka sarı kırmızılıların 5-3’lük mağlubiyeti ile sona erdi.
***
Göz Göz adeta ligi bırakmış gibi oynadı. Ben bunu bir bakıma sahaya çıkan ilk 11’e bağlıyorum. Orta saha ve hücumda Soner, Zulj ve Jahovic az ikili mücadeleye giren oyuncular. Bu da orta sahada kırılganlık yarattı ve rakibin kaptığı toplarla kaleye rahat gelmesini sağladı.
Soner koştu fakat ezildi. Bir pozisyonda rakibini geçmek isterken, kendisine omuz koydu, ayağındaki topu teslim etti. Çok güçsüz.
Konuk takım atak yaparken kapılan topta Zulj’un önü tamamen boşken, o kadar yavaş hücuma çıktı ki, fren görevi gördü. Çok yavaş kalıyor.
Jahovic ileride oynuyor ama ileriye top taşınamıyor. Jahovic etkisiz eleman oluyor, takımı eksik oynatıyor. Ceza alanı golcüsünü, ceza alanında topla buluşturamazsanız, oynatmanın anlamı olmaz.
Halil 2 haftadır yokları oynuyor. Devre arasında oyundan alındı. Sanırım fark olunca, milli takım düşünüldü, sakatlanması istenmedi.
***
16. dakikada Murat ceza alanı içerisinde Gradel’e omuz attı ve sarstı. Eğer kendini yere bırakmış olsaydı hakem kesinlikle penaltı noktasını gösterirdi.
Yavaş tempoda top oynayan takımlarda rehavet olur. Yavaş ve umursamaz hareketler baş gösterir. İlk golde işte bunu gördük. Geri pasında kaleci İrfancan’ın rahatlık içerisinde topu düzeltip vurmak istemesi, topu ayağından açması yüzünden sekteye uğradı. O noktaya iştahla koşan Yatabare’ye rağmen yine kendine aşırı güvenli davranışları, topu ayağında tutup, paslı çıkma düşüncesi, kaptırmasına neden oldu, gol hediye etti. Baş edebileceğini düşündü, sanırım onun için bir ders olmuştur.
38. dakikada soldan gelişen atakta Gradel’in topa daha yakın olmasına rağmen, Murat müdahale etmek istedi, geçildi ve atak golle sonuçlandı. Defans oyuncusu mecbur olmadığı sürece yüzde yüz alamayacağı topa müdahale etmemeli. Havadan gelen topu Gradel sadece kafasıyla önüne atabilirdi. Murat top yerine Gradel’le kale arasına koşmalı, önünü kesip, orada yavaşlatıp, hızlı hücumu kesmeliydi.
https://www.haberekspres.com.tr/ne-oldu-goztepe-ne-oldu-boyle-makale,9510.html