Geçtiğimiz hafta arası Avrupa kupalarında maçlar oynandı. Oradaki hakem kararları dikkatimi çekti ve bu konuya değinmek istedim.
Türk hakemleri hata yapıyor, yükleniliyor. Bu sefer daha çok hata yapmaya başlıyor, daha çok eleştiriliyor. Hatta eleştiriler o kadar vahim duruma geliyor ki şaşmamak elde değil. İddia edilen şeyler hakemlerin taraf tuttuğu hatta federasyonun bir takımı şampiyon yapmak istediği şeklinde. O eleştiriler başka ülkede yapılsa, dava açılır, söylediklerinin kanıtlanması istenir, delil gösteremezse hapse atılır. Ülkemizde bu sıradan bir hale gelmiş durumda.
İlginç olan bir durum var. Neredeyse her takım kendi aleyhine bilerek hatalar yapıldığını söylüyor. Herkes sadece kendi aleyhlerine yapılanları görüyor, lehlerine yapılan hatalar kesinlikle yok sayılıyor. Ve sonuç olarak hiçbir takım kendi gücüyle hak ederek değil, federasyon sayesinde şampiyon oluyor. Yorumcuların ve yazarların tarafsız olması beklenirken onlar bile bu furyaya dahil oluyorlar.
Bu şartlar altında hakemler çok fazla baskı altında kalıyorlar, bazen kendileri bile ne yaptıklarının farkında olamıyorlar, inanılmaz hatalar yapıyorlar. Onlara hak vermemek elde değil.
Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu maçı. Eintracht Frankfurt – Napoli karşılaşması. Dakika 58. Atak yapan Eintracht Frankfurt’tan Randal Kolo Muani topu ayağından biraz fazla açıyor. Yatarak müdahale etmek isteyen Frank Anguissa’dan önce davranıyor. Meşin yuvarlağa dokunuyor ama rakibini geçmeyi başaramıyor. Yerdeki rakibinin ayak bileğine basıyor. Hakem Artur Soares Dias kırmızı kartını çıkarıyor. Aslında topa ilk müdahale eden isim Muani. Bileğe basıyor ama ayağını çekmek için gayret gösteriyor. Faul tamam ancak kartın renginin kırmızı değil sarı olması gerekirdi.
Yine Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu maçı. Liverpool – Real Madrid karşılaşması. Dakika 53. Yapılan ortaya Liverpoollu Nunez Ribeiro kafaya çıkıyor. Havadayken arkadan Dani Carvajal eliyle ittiriyor. Ne kadar hafif bir itekleme olsa da havadayken çok etkiler. Penaltı kararı verilmesi gerekirken, hakem Istvan Kovacs oyunu devam ettirdi.
Daha neler neler oluyor. Üst düzey hakemler bile böyle hata yapıyorsa, Türk hakemlerinin onlardan pek eksiği olmadığını görüyoruz. Sorun Türkiye’de baskının çok fazla olması. Federasyonun, kulüp yöneticilerinin ve basın mensuplarının konuşmalarının dozajını ayarlaması gerekir. Hakemlerin üzerinden baskı alınırsa, işler biraz daha düzelecektir.
Cumartesi sayıyı azaltır
Depremzedelere yardım amaçlı oynanan bazı karşılaşmalar cumartesi günüydü. Birçok kişi için çalışma saatlerine denk geldiğinden dolayı tribünlerde boşluklar fazlaca oldu. Pazar günü yapılabilseydi eğer taraftar daha fazla olurdu. Üstelik havaların bahara dönmesi insanları dışarıya çıkmaya zorluyor, etkinlikler yapmaya sürüklüyor. ‘Vardır bir bildikleri ki cumartesi oynandı’ deyip geçmek zorunda kaldım.
Ahmet Nur Çebi hala gündemde
Ahmet Nur Çebi ligden çekilen takımların oynadıkları maçların yok sayılmasını ve onlardan alınan puanların silinmesi gerektiği sözleri gündemden bir türlü düşmüyor. Beşiktaş kulübü bazı haberler için yalanlama yapıyor ve doğru olmadığını sosyal medya hesaplarından bildiriyor. Ben de hangisi doğru hangisi yalan haber anlayabilmiş değilim. En son Beşiktaş Şube Sorumlusu Emre Kocadağ açıklama yaptı ve Ahmet Nur Çebi’nin puan silme konusundaki düşüncelerine katıldığını söyledi. Yani deplasmanda 2 maçını oynayanla evinde 2 maçını oynayan takımların bir olamayacağı, adaletsizlik yaratacağı iddia edilmişti. 2 hafta önceki köşe yazımda değinmiştim. Ona ilaveler etmek istedim.
Beşiktaş’ın deplasmanda yenildiği Gaziantep FK’yı Fenerbahçe aynı sahada, aynı şartlar altında yenmeyi başardı. Şartlar eşitken, sarı lacivertli takımın 3 puanının silinmesi adil olur mu peki?
Diğer taraftan Galatasaray 2 maçını da kendi sahasında oynadı ve deplasmana gidecekti. Ama sarı kırmızılı takım için içerisi ve dışarısı pek fazla fark etmiyor. İçeride ve dışarıda 11’er maç yapmış. Evinde 9 galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet alıp, hanesine 28 puan yazdırmışken, deplasmanda 8 galibiyet 2 beraberlik ve 1 mağlubiyetle 26 puan kazanmış. Aradaki fark, 1 galibiyet yerine 1 fazla beraberlik olması ve bu yüzden 2 puan az alması. Yani kendi sahasıyla deplasman arasında fark yok denecek kadar az. Beşiktaş kötü gittiği için kaybetmesi normal ama Galatasaray için deplasmanda oynayacağı müsabakalarda kazanma olasılığı çok yüksek. Dolayısıyla bana göre TFF’nin aldığı kararlar siyah beyazlıların iddia ettiği yönteme göre daha adil bir durum.
https://www.haberekspres.com.tr/turk-hakemleri-neden-cok-kotu-makale,11390.html