Altay, Pendikspor’a evinde 4-1 yenildi. Bu maçı nasıl anlatabilirim diye düşünüp, duruyorum. Değişik bir maç oldu. 3 farkla kazanılan bir müsabaka olsa da eşitlikle bile bitebilirdi. Hatta ev sahibi takımın kazanma olasılığı vardı dersem beni futboldan anlamamakla suçlayabilirler.
***
Pendikspor pas yaptı da yaptı. Üstelik her türlü durumda yapmayı başardı. Pres yedi, aldırmadı, dar alana girdi bana mısın demedi. Bizlere pas resitali izlettirdi. Ama saha zemininin güzel olması da en büyük etkendi. Böyle oynayan takımın 4 gol atması normal karşılanabilir. Nitekim bu güzel paslaşma ne zaman ceza alanına yaklaşıyor, o zaman yok oluyor. Bu da pozisyon bulmada zorlanmasına sebep veriyor. Zor pozisyona giriyor, tam tersi az topla oynayan rakibi ondan daha çok pozisyon buluyor.
1-0 öne geçene kadar konuk takım yenilmeyeceğini gösterdi. Ama sonra Altay biraz silkelendi. Penaltıdan beraberliği yakaladı. İkinci yarı beraberlik kokarken, İbrahim’in hatalı geri pasıyla başlayan atakta 62’de 2. gol geldi. Büyük hata sonrası gelen bu gol farkın açılmasında ilk etkendi. 69’da kullanılan kornerde beraberlik için defans güvenliğini azaltarak ileriye çıkılınca hızlı hücumdan 3. gol geldi. 2 tane, hele biri yüzde yüz gol kaçıran siyah beyazlılar defansı iyice boşladı. Çok daha fazla fark olabilecekken 1 gol geldi sadece. Onda da oyuna ayağının tozuyla giren 17 yaşındaki Enes Yetkin’in Thuram’ı çizgiye götürtmesi gerekirken, içeriye sokması sonucu 4. gol atıldı.
Pendik hem topa hakim oldu, hem de yaptığı hücum presle rakibinin zaman zaman panik yapmasına sebep verdi. Rakibi dağılana kadar pozisyon bulmakta zorlandı. Kendi kalesinde de özellikle duran toplarda etkisiz kaldı. Çok fazla kafa vurdurdu. Bu da galip gelememesine neden olabilirdi.
***
Altay’da eskisi kadar koşu ve istek yoktu. Buna biraz rakibinin topla çok iyi oynaması, iyi paslaşması etkili olduğu söylenebilir. Ama mücadelenin büyük bir kısmında defansta pek fazla pozisyon vermedi. 25. dakikada golü yedikten sonra beraberlik için biraz direnç gösterdi. 38. dakikada net pozisyonu gole çeviremedi, ilk yarının uzatmalarında elle oynama sayesinde kazanılan penaltıdan golü buldu.
İkinci yarı İbrahim’in hatası geriye düşmelerine neden oldu. Golü bulmak için kornerde topluca ileriye gitmesi, hızlı hücumdan farkın 2’ye çıkmasına neden oldu. Her şeye rağmen yine gol için yüklenmek istedi. Kalesinde pozisyonlar görmeye başladı. 72’de Zeki altı pas içinde çizgide duran kalecinin hemen yanına vurunca yüzde yüzlük golü kaçırdı. Her geçen dakika oyundan koptu, defansında 3’e 1 ve 4’e 1 bile yakalandığı oldu. Fark çok daha büyüyebilirdi.
***
Eski Altaylı Kappel ilk golün ortasını yapan isim olsa da yine ceza alanı içerisinde etkisizdi. Basit pasları bile atmayı başaramıyor. Yıllardır süregelen bu problemini aşmayı bir türlü başaramaması ilginç bir durum.
Hakemle Altaylı kaleci Ozan’ın forma rengi aynıydı. Sarı rengin tonları bile birbirine yakındı.
https://www.haberekspres.com.tr/goztepe-atti-yatti-makale,11322.html