Manisa FK ve Gençlerbirliği ligin orta sıralarındaki iki takım. Play-Off hattını kovalıyorlar. Manisa’da zorlu bir müsabaka olacağı genel kanı. Fakat kazanmak için ne yapacakları muammaydı. Galip gelmek için hücum mu oynayacaklardı, yenilmemek için defansı sağlam mı tutacaklardı?
İki takım da 2. seçeneği tercih etti. Oldukça kontrollü oynadılar ve bu da ortaya sıkıcı bir karşılaşma çıkardı.
Stattaki seyirci sayısı azdı. Hep Avrupa’yı överiz bu konuda. Küme düşmeye oynayan takımlar bile stadı tamamen doldurabiliyorlar. Çünkü her daim futbol oynamaya çalışıyorlar ve taraftara eğlenceli zaman geçirtebiliyorlar. Bizde, başarısız takımların taraftarı desteklemeye gelmez. Her zaman galip gelmek, başarının peşinde koşmak isterler. Hem başarı yok hem de güzel futbol yoksa tribünler boş kalır.
Manisa’da da bu durum vardı. İki takım için de ne başarılı bir sezondu ne de oynanan futbolun tadı vardı. Televizyon karşısına geçip izleyenin olduğunu da sanmıyorum.
***
Lakin her şey 53. dakikada atılan golle değişti. Geriye düşen Gençlerbirliği oyunu hızlandırmaya çalıştı. Hakimiyeti eline geçirdi. Buna ben maçın 2. bölümü diyorum. Çünkü arkadan başka bölümler gelecekti.
Bölüm 3: 75. dakikada Azeri Sertan Tashkin 2. sarı karttan oyun dışı kaldı ve Manisa FK’yı 1 kişi eksik bıraktı. Bundan sonra, zaten baskı kurmuş olan konuk takım oyunu iyice ceza alanı içerisine yığdı. Gol gelmesi an meselesiydi, gelmedi.
Bölüm 4: Oyuna sonradan giren Sandro Lima 87. dakikada rakibini durdurmak için arkadan ayağa hamle yaptı. Doğrudan kırmızı kart yedi. Siyah beyazlılar sahada 9 kişi kaldı. Eksildikçe baskı artar. Şimdi neler olacaktı acaba? Müsabakayı izlemeyenlere bu soruyu sorsanız vereceği cevap kesinlikle yanlış olurdu. Ev sahibi takım topa sahip olmayı bildi, ölü noktada top tutarak ve bol bol taç ile faul alarak oyunu yavaşlatmayı başardı, kalesinde pozisyon bile vermedi. Ta ki uzatmaların da son saniyesine kadar. Ceza alanı önüne rahatça yaklaşan Ensar Kemaloğlu’nun füzesine kaleci Erhan Erentürk çaresiz kaldı ve beraberlik golü geldi.
Özet olarak, 53 dakika boyunca uyuma noktasına gelen seyirciler bundan sonra biraz silkindiler, canlandılar.
***
Sinan Osmanoğlu, 1.97’lik boyuyla yine havadan kuş uçurtmadı. Defansta güzel müdahaleler yaptı.
Kerim Frei tekniği ile ön plana çıktı. Topla oynayışı kaliteli olduğunu gösterdi.
John Mary forvette etkisizdi ama bir pozisyonda rakiplerini geçerken yaptığı hareket gözlerin pasını sildi. Bunu çok kez yapmalı ki ön plana çıksın, herkesin beğenisi alsın.
Demba Diallo’nun hızını seviyorum. Bu sezon oyuna genelde sonradan giriyor. Bu maçta da öyle oldu. Boş alanları iyi kullandı. Kanatlarda hızla atağa çıktı, takımına hareketlilik getirdi. Asistlik paslar da attı ama değerlendirilemedi.
Sandro Lima’yı forvette beğenmiyorum. Son vuruşları çok kötü. Gol atıyor ama inanılmaz şekilde de kaçırıyor. Takımı 2 kişi eksik… 79. dakika… Karşı karşıya… Bomboş… Topu auta attı. Fileleri havalandırsa rakibi havlu atma aşamasına gelecekti. Şunu da belirtmem gerekir, geçen hafta orta sahada oynarken kendisini beğenmiştim.
Ensar Kemaloğlu, mesafe tanımadan sert şutlar çekebilen bir oyuncu. Attığı golde de pas verebilirdi, hiç düşünmeden şut çekti. Kendine güveni tamdı. Öncesinde de 2 kez uzak mesafeden denemiş, kaleci Erhan zorla çıkarmıştı.
https://www.haberekspres.com.tr/manisa-fk-son-saniyelerde-yikildi